"طوارىء" - Translation from Arabic to Turkish

• acil
• olası durum

Tekrar bağlantı kurar kurmaz acil yakıt durumlarını göz önüne alarak inişleri hızlandıracağız.
حتى نعود قريبا الى وضعنا السابق سنحول هبوطكم الى قواعد طوارىء للتزود بالوقود

Doğru.acil bir durum bile olsa her zaman böyle yapmalısın
هذا جيِّد, دائماً قومي بذلك حتى لو كانت حالة طوارىء

Biraz öz-yansıma: kocam bir acil doktoru.
القليل من التأمل الذاتي: زوجي هو طبيب طوارىء.

Bu bir acil durumdur. Lütfen hemen sokakları boşaltın.
هذه حالة طوارىء رجاءً إخلوا الطرق فى الحال

Dostlar, acil bir durum yaşadık, ama şimdi her şey yolunda.
السيدات والساده, لقد كان أمامنا حالة طوارىء ولكن كل شىء على ما يرام الآن

Tüm birimlerin dikkatine! Sinema katında acil durum.
إنتباه إلى جميع الوحدات حالة طوارىء في طابق العرض

Komuta Merkezi, cevap verin. Ben Jason. acil bir durum var.
مركز القيادة, أنا جيسون أنا فى حالة طوارىء

Bu acil bir durumdur, lütfen odayı boşaltın. Hemen!
هذه حالة طوارىء من فضلكم اخلوا الغرفه، هيا

Birinci derece acil vaka. Birimlere ihtiyacım var. Birimlere ihtiyacım var.
حالة طوارىء من الدرجة الاولى انا بحاجة الى وحدات

Birinci derece acil vaka! Birinci derece acil vaka! Birimler nerede?
حالة طوارىء من الدرجة الاولى اين وحداتى ؟

acil durum var. Hizmet sistem haritası var mı?
لدينا حالة طوارىء مستوى 5 مازال لديك دليل أنظمة المرافق , مضبوط؟

acil değilmiş. Psikiyatriye götürün.
لا يوجد طوارىء, خذها الى العيادة النفسية التليفزيون

Belki de, acil durum çağrı frekansını kullanarak etkisiz hale getirdiği iletişim aygıtına bağlanabiliriz.
حاولى التحكم فى إتصالاته المغلقة بإستخدام تردد طوارىء

Az önce, derhal ilgilenmem gereken ulusal olması muhtemel bir acil durumdan haberdar edildim.
لقد تم إعلامى بحالة طوارىء وطنية تتطلب إنتباهى الفورى

Bu bina, şehrin acil durum hizmet alanına dahil mi?
هل هذا المبنى على شبكة خدمات طوارىء المدينة؟

Değilse bile, acil numaralar diye bir şey var, değil mi?
واذا لم تكن كذلك, يوجد أرقام طوارىء ,أليس كذلك؟

acil servise gidip kendimden geçeceğim... ve sonra uyandığımda, dairene olanlar ve Barry ile ilgili olan şeyi halledeceğim.
سأذهب لأفقد الوعي في طوارىء محلية وعندما أفيق, سأهتم بشقتك وذلك الأمر مع باري

- Neredesin? - Otopsi'de. acil durum.
فى المشرحة طوارىء الرئيس يَحتاجُك فوق هنا الآن.

Rahatsız ettiğim için çok üzgünüm ama burada bir tür acil durum vakası var, bir kaç tavsiye alabilirim diye aradım.
آسفة لإزعاجك , لكني اواجه حالة طوارىء هنا , واحتاج للنصيحة

Telsiz frekanslarını hackleyip acil durumla onları buradan uzaklaştırmana ihtiyacım var.
أريدكَ أن تخترق ترددات الراديو قم بالإرسال لهم حتى تقوم بإخراجهم لحالة طوارىء

Batman'in olası durum plânlarını pek dert etmiyorum.
لستُ متأكّد أن لديّ مشكلة مع خطط طوارىء "باتمان".