| Hatırladığım kadarıyla orada olduğum süre boyunca o da oradaydı. | Open Subtitles | لو يمكنني أن اتذكر، لقد كانت هناك طوال وقت جلوسنا. |
| Orada bulunduğum süre boyunca 7 gün 24 saat çalıştım. | Open Subtitles | كنتُ أعمل سبعة أيام في الأسبوع. طوال وقت إقامتي هناك |
| Orada olduğu süre boyunca oldukça duygusaldı. Yöre insanıyla konuştu. | Open Subtitles | كان عاطفياً جداً طوال وقت تواجده هناك، يتحدّث إلى السكّان المحليين، |
| Yani o burada çalışırken onu sikiyor muydun? | Open Subtitles | كنتَ تلهو معها طوال وقت وجودها هنا, تعمل؟ |
| - Sana ihtiyacı olanlar var Michael. | Open Subtitles | خلاصة الامر طوال وقت طردك |
| Amy, Jeff kaldığımın ertesi sabahında işe aynı gömlekle gitti. | Open Subtitles | ايمى و جيف يرتديان نفس الحذاء طوال وقت بقائى |
| Burada olduğu süre boyunca hiç içki içmedi. | Open Subtitles | لم تكن ابدا تشرب طوال وقت بقاءها هناك |
| Yani o burada çalışırken onu sikiyor muydun? | Open Subtitles | كنتَ تلهو معها طوال وقت وجودها هنا, تعمل؟ |
| - Sana ihtiyacı olanlar var, Michael. | Open Subtitles | خلاصة الامر طوال وقت طردك |
| Amy, Jeff kaldığımın ertesi sabahında işe aynı gömlekle gitti. | Open Subtitles | ايمى و جيف يرتديان نفس الحذاء طوال وقت بقائى |