| Bu gece iyi vakit geçiren bir sürü insan var, biz neden geçirmeyelim? | Open Subtitles | هناك الكثير من الناس الذين يقضون وقتاً طيباً الليلة، فلم لا نفعل نحن؟ |
| Ben'e evlenmeden hayatın tadını çıkart diyordum. İyi nasihat, değil mi? | Open Subtitles | يقض وقتلً طيباً على قدر أستطاعته، هل تبدو لكِ هذه بنصيحة؟ |
| Neyse, geleceğini bir karede görmüş olursun. Bu iyi de olabilir, kötü de. | Open Subtitles | على أيّة حال، ذلك سيوقف حركة مستقبلك وهذا قد يكون طيباً أو سيئاً |
| Kariyerinde Bol şanslar. Seattle seninle gurur duyuyor. | Open Subtitles | نحن فخورون بك ونتمنى لك حظاً طيباً في المستقبل |
| Sizin için çok güzel taze bir balık da ayırdım. | Open Subtitles | لقد أحضرت أيضاً قدراً طيباً من السمك الطازج من أجلك |
| Ama bu hafta sonuna ihtiyacın vardı.Biraz rahatlayıp iyi zaman geçirebilirsin. | Open Subtitles | ولكنك بحاجه إلى إجازه بعيداً عنها, حتى تسترخي وتقضي وقتاً طيباً |
| Vince'in dirilişini açıklayamadım ama Garrett'ın iyi bir çocuk olduğunu söyledim. | Open Subtitles | ولكن أخبرته بأن غاريت كان فتى طيباً تعلمين بأنه كان يائس |
| Parti sahibi olarak o melezlerin iyi bir ilk izlenim yaratmadığını bilmelisin. | Open Subtitles | بإعتبارك مُضيف فيجب أن تعلم أن الانطباع الأوليّ لهؤلاء الهجائن ليس طيباً |
| Benim hakkımda iyi sözler söylemen için sana ihtiyacım olduğunu düşünmeni istemedim. | Open Subtitles | لم أرد منك ان تعتقدي بأنني أردتك أن تقولي عني شيئاً طيباً |
| Sadece arkadaş kalalım ve bunu unutup iyi vakit geçirelim-- | Open Subtitles | لنكن صديقين فحسب ونقضي وقتاً طيباً معاً وننسي كل هذا |
| Bize ders vermek için iyi bir adamı hapse mi atacaklar? | Open Subtitles | هل سيضعونَ رجلاً طيباً في السجنِ من أجلِ إعطائنا درساً ما؟ |
| Bak, Vanessa bunun iyi bir zaman olmadığını söylememi istedi. | Open Subtitles | أنظر ،أرادت فانيسا مني أن أخبرك هذا ليس وقتا طيباً. |
| Karadelik, bir yıldız anaokuluna pek de iyi bir komşu olmazdı. | TED | الثقب الأسود لا يشكل جاراً طيباً لحضانة النجوم |
| Sen her zaman iyi bir arkadaş oldun. Düşündüklerin için kendini suçlama. | Open Subtitles | لقد كنت صديقاً طيباً ومخلصاً لا تخجل مما شعرت به |
| Herşeyi oluruna bırak. Kızlarla iyi vakit geçir ve buna benzer şeyler işte. | Open Subtitles | خذ الأمور ببساطة إقضَ وقتاً طيباً مَع البناتِ وهلم جرا |
| Yeni stajyer arasak iyi olacak. Bol şans! | Open Subtitles | .من الافضل ان يكون مهتم بالمتدربين الجدد حظاً طيباً |
| Bol şans, bayanlar. | Open Subtitles | حظاً طيباً , يا آنسات اريد ان المس التاج , للحظ |
| Hayır, kızgın falan değilim. güzel vakit geçirdin mi? | Open Subtitles | لا ، إننى لست غاضباً هل قضيت وقتاً طيباً ؟ |
| Sıradan günler, samimiyetle beraber olduğumuz çok güzel günlerdi. | Open Subtitles | كنا نعيش معاً اليوم بيومه مراعين قواعد الشرف والأخلاق الحميدة وقد كان ذلك حقاً أمراً طيباً |
| Evet, nazik ve düşünceliydi. | Open Subtitles | نعم ، لقد كان طيباً و عاقلاً و كان يهتم بى إلى حد ما |
| Acaba Uslu bir çocuk olursan, seni ailelerine kabul ederler mi? | Open Subtitles | أتعتقد أنك لو كنت طيباً فسيرحبون بك بعائلتهم؟ |
| Çünkü sana karşı her vampir benim olacağım gibi.... ...kibar olmayabilir. | Open Subtitles | لإن هذا المصاص الدماء ربما لا يصبح طيباً مثلي أنا |
| Benim için iyiydi. | Open Subtitles | لقد كان ممتع بالنسبة لي. كان وقتاً طيباً. |
| Her ikinize de iyi şanslar ve Şarkı ve Dans'a da iyi şanslar, yeni büyük bir filmsevenler kitlesi için yeni bir film. | Open Subtitles | حسناً حظاً موفقاً للجميع وحظاً طيباً للرقص والغناء فيلم جديد لجماهير جديدة من عشاق السينما |
| Bu aptal okuldan ayrılıyorum. Güle güle. Size iyi eğlenceler | Open Subtitles | على أي حال ، لقد اتصلت بأبي ، سأخرج من هذه المدرسة ، وداعاً ، وقتا طيباً |
| Eğer iyi biri olmayı istiyorsan, sende gitmemelisin. | Open Subtitles | وهو عمل لا يمكنك تجاهله فحسب إن كُنتَ ترغب بأن تكون طيباً |
| Senin gelmeyeceğini söyleyip durdu ve sonra annemle Liza-Lu'ya çok iyi davrandı. | Open Subtitles | ظل يقول لي أنك لن تعود أبداً و ثم كان طيباً مع أمي و مع لايزا لو |