| önüne yiyeceği bir yem atacağız bizim attığımız bu yemi.. | Open Subtitles | نحن سَنَزْرعُ طُعم أمامه. طُعمنا سَيَدّعي بأنّه لديها |
| Şu an yaptıkları şey yavru balinaları avlamak ve yem olarak göçü çevreleyen balıkları kullanmak. | Open Subtitles | والآن ما يفعلونه هو اصطياد الحيتان بوضع طُعم لها. |
| Tahmin ettiğim gibi. O kızı çok iyi bir yem olarak kullandılar. | Open Subtitles | كما هو متوقع ,اخبرهم بأنهم وضعوا طُعم جيد |
| Önce kuş yemi oldum, sonrada köpek balığı yemi. | Open Subtitles | أوّلاً، كنت طُعم للطيور وبعدها غدوت طعم للقرش. |
| Bence o ne yaptığının farkında olmayan, soruşturmamızı bitirmeyi amaçlayan bir yemdi. | Open Subtitles | أعتقد أنه كان طُعم غافل غرضه القضاء على تحقيقاتنا. |
| Hetero tuzağı. | Open Subtitles | وهذا هو طُعم المستقيم |
| Fakat bugün sadece iki küçük balık yakaladın, ve bazen küçük balıklar... büyük balığı yakalamak için en iyi yem olurlar. | Open Subtitles | ولكن اليوم أمسكتم بسمكتين صغيرتين أحياناً تكون السمكتان الصغيرتان أفضل طُعم لـ السمكة الكبيرة |
| Bize yem atıyor. | Open Subtitles | بإرتداء المعطف لمسرح جريمة دويل كل هذا طُعم |
| Onu yem olarak olarak kullanman bitince bana haber ver. | Open Subtitles | حسناً اخبرني عندما تنتهي من إستخدامها كـ طُعم |
| – Bir dahakine başka bir yem hazırlayın. | Open Subtitles | جهزى طُعم مختلف عندما تأتين المرة القادمة |
| Ağabey, balık tutmak istiyorsan oltaya yem bağlamalısın ki balık oltaya gelsin. | Open Subtitles | ،هيونغ، أنتَ دائمًا تصطادُ بدون طُعم .ولكنني بحاجة للطُعم لأصطاد جيدًا |
| Yani Lee Jung Chool, Joo Dong Sung'u yem olsun diye salıverdi. | Open Subtitles | هذا يعني بأن لي جونغ تشول أطلق سراح جونغ دونغ سونغ كـ طُعم. |
| yem olarak görevin tekneye çekici kadınları yaklaştırmak. | Open Subtitles | ومهمتك كـ"طُعم" هو أن تجذبي النساء "الجذابات ليقتربن من "السفينة |
| Canlı yem olarak kullanacaklarsa neden hayatını kurtarıyorlar? | Open Subtitles | لماذا ينقذون حياته كي يضعونه طُعم حي؟ |
| Sonra öldürürüz. Şu anda çocuk yem olacak. | Open Subtitles | سنقتله في وقتٍ لاحق أمّا الآن، فهو طُعم |
| İyi bir balık yemi arıyorlardı, gerçekten işe yarayacak bir şey. | Open Subtitles | . أتعلم بأنهم كانوا يبحثون عن طُعم للأسماك ؟ |
| Son 8 senedir tüm yuva için kancadaki yemi oynuyor. | Open Subtitles | للـ8 أعوام الماضية، كانت تضع خطاف طُعم لعش كامل. |
| "Onlar sadece yemdi. Güle güle Bay X." | Open Subtitles | كانو مجرد طُعم وداعاً يا سيد (اكس) |
| Yeni fark ettim. Bu bir Hetero tuzağı. | Open Subtitles | للتو أدركت أنه طُعم المستقيم |
| Ateş'i görmezlerse çıkmaz. Yemsiz tuzak olmaz. | Open Subtitles | إذا لم يرونها، فلن يفعلوا هذا ناهيك عن كونه فخ بدون طُعم |
| Ben... ben bir yemim. | Open Subtitles | انا نفسى طُعم |
| Pankreas grefi yapmak için interpozisyon aort kanalı kullandım. | Open Subtitles | لقد إستخدمتُ قناة الأبهر الوسطى لتمد طُعم البنكرياس |
| İlk gününde timsah yemine dönebilirdin. | Open Subtitles | للقيام بالمبادرة بعض الشيء؟ كان يمكن أن تكون طُعم للتمساح في يومك الأول |
| ah, evet. bir çok balık bizim sadece oltaya koyacak bir yemimiz yok | Open Subtitles | بلى، سمك كثير، غير أنه ليس لدينا أي طُعم |
| Kemik grefiyle omurga füzyonu yapabilirim. | Open Subtitles | نعم ، بإمكاني عمل دمج في العمود الفقري بإستخدام طُعم عظمي |