| Evet, bu şakayı önceden de yapmıştın. Çok şekersin, çok komik. | Open Subtitles | نعم.لقد قمت بتلك المزحة من قبل مضحكة جدا و ظريفة جدا |
| Üniversite için kişisel bildirimi rüyamda yazdığımsa komik bir gerçek. | TED | ثم حقيقة ظريفة هي أني كتبت طلب الالتحاق بالجامعة في حلم. |
| Çok tatlı ama benim tarzım için biraz ahmak kalıyor. | Open Subtitles | أعرف بأنها ظريفة, لكنها لكنها سخيفة إلى حد ما |
| IM: Şuna bakın bu saçla ne kadar sevimli oldu. Adam: Annesi "Leziz!" | TED | إسحاق: انظر كم تبدو ظريفة بهذه، قليلا إلى الوراء. رجل: أمها تقول: "لذيذ!" |
| Ama bu hiç hoş olmaz. | Open Subtitles | ولكنها ستكون حركة غير ظريفة لو أصريت على رهاني |
| Tatil karnavalına biletim var. Güzel bir hayvanat bahçesi olduğunu duydum. | Open Subtitles | لديّ تذاكر لكرنفال الأعياد هذا، وأسمع أنّ لديهم حديقة حيوان ظريفة |
| Hikayeye konsantre ol. Anlatırken hep komiksin. | Open Subtitles | ركزي على الحكاية أنتِ دوما ظريفة وأنتِ تحكيها |
| eğlenceli değil miyim? Olayları anlamıyor muyum? Hiç şaka yapmıyor muyum? | Open Subtitles | أنا لست ظريفة لأنني لا افهم الأشياء و لا ألقي النكات؟ |
| Ve yerel ekonomiye ve iş geliştirme konusuna olan yaklaşımları o kadar sakat ki, komik bile değil. | TED | ومناهجهم في الاقتصاد المحلي وتنمية الوظائف ضعيفة للغاية، فهي حتى ليست ظريفة |
| Benim geldiğim yerde, barında çok komik.. bir tabela asılı olan küçük bir kafe vardı. | Open Subtitles | هناك مقهى في بلدتي عليه لافته ظريفة فوق البار |
| Bütün geceyi konuşarak geçirdik. Şey hakkında en komik şeyi söylediii... | Open Subtitles | نحن كنا مستيقظين ليلة أمس نتكلم قالت أشياء ظريفة جدا |
| Bütün geceyi konusarak geçirdik. sey hakkinda ki en komik seyi söylediii... | Open Subtitles | نحن كنا مستيقظين ليلة أمس نتكلم قالت أشياء ظريفة جدا |
| Hey, sen, tatlı şey. Tam yenilecek kıvamdasın! | Open Subtitles | أهلاً أيتها الصغيرة الحلوة أنت ظريفة بما يكفي لأن آكلك |
| tatlı ve alıngan olanlar en tehlikelileridir. | Open Subtitles | ظريفة ومفعمة بالحيوية ؟ هؤلاء هنَ الأكثر خطورة |
| Çok tatlı kız; ama biraz da orospuluk var onda gibi, değil mi? | Open Subtitles | إنها ظريفة, لكنها غريبة اطوار بعض الشيء أليست كذلك؟ |
| Pekala. sevimli gözükmek seni rahatsız eder mi? sevimli gözükmeyi istersin sanırım. | TED | حسنا. هل لديك مشكلة أن تبدي ظريفة. تريدين أن تبدي ظريفة. روزي: بالطبع أريد أن أبدو ظريفة. |
| Lindsay Kerry'nin sevimli ve ilginç olduğunu sanıyor ama aslında şeytan. | Open Subtitles | ليندسي تعتقد بأن كيري ظريفة وخفيفة دم و لكنها في الحقيقة شريرة |
| Bana sevimli lakaplar takmak moralimi düzeltmeyecek. | Open Subtitles | أن تـدعوني،بأسمـاء ظريفة لـن يجعلني أتحسن حالاً |
| Evet, doğrusunu söylemek gerekirse, sen beni ektikten sonra buraya hoş bir bayanla geldim. | Open Subtitles | نعم. تعلمين، حيث أنك لم تأتى أنا هنا فى الواقع مع فتاة ظريفة |
| Çok hoş. mecbur kalırsam, seni buradan zorla götürürüm. | Open Subtitles | ظريفة جداً ، ولكن إن اضطُررت فسوف أحملكِ بنفسي للخارج |
| Kızım bu konu hakkında Güzel bir kısa hikaye anlattı. | TED | لقد اعطتني إبنتي طريقة ظريفة للتعبير عن هذه الفكرة |
| Çok komiksin yahu. İçine bir şey girmiş sanki. | Open Subtitles | انتِ ظريفة للغاية ماذا حلَ بكِ ؟ |
| Evet. O çok eğlenceli.. ..ve sen de hiç değilsin! | Open Subtitles | أجل فإنها ظريفة جدا وأنت ليس لديك طرافة مطلقا |
| Bence çok tatlısın da. | Open Subtitles | أجري معكِ محادثة، أعتقد أنكِ ظريفة |
| İyi şeyleri hep kaçırırım. - Oldukça şirin olduğunu sanıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لقد فاتتني كل شيء جيد تظنين أنك ظريفة , أليس كذلك ؟ |