| Son zamanlarda olduğundan daha fazla karanlık ve düşüncelere dalmış haldesin. | Open Subtitles | لا أعرف. مؤخراً لقد كنت أكثر ظلاماً ومنطوي أكثر من العادة. |
| Ateş Ulusu'na en karanlık günde ne olduğunu öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أعرف ما حدث لأمة النار في أكثر أيامهم ظلاماً |
| En karanlık günde ne olduğunu öğrenmem gerek. | Open Subtitles | أريد أن أعرف ، ماذا حدث لهم في أكثر أيامهم ظلاماً |
| karanlıktı, düştüm, istememiştim. | Open Subtitles | لقد كان ظلاماً و أنا انزلقت لم أقصد فعل هذا |
| Hava karanlıktı, iyi göremedim. | Open Subtitles | كان هناك ظلاماً ولم يكن بإمكاني الرؤية بوضوح |
| Hava kararana kadar bekleyelim. Ben gidip kazacağım orayı. | Open Subtitles | دعونا ننتظر حتى تصبح السماء أكثر ظلاماً وسأذهب إلى هناك وأبحث عنهم |
| Belki işleri parlak yapmaya çalışmak sadece altındaki karanlığı çoğaltıyordur. | Open Subtitles | ربما إجبار الأشياء على أن تكون أكثر إشراقاً يجعل ظلمتها الداخليه أكثر ظلاماً |
| kararıyor, çok karanlık görmek için. | Open Subtitles | يزداد الأمر ظلاماً مظلم للغاية حتّى نرى |
| Tam olarak, Ateş Ulusu tarihindeki en karanlık gün. | Open Subtitles | إنه حرفياً ، أكثر أيام أمة النار ظلاماً الآن فهمتها |
| ...bazı karanlık, çok geniş kapsamlı komploların arkasında mı diyorsun? | Open Subtitles | هي وراء أحد المؤامرات الأكثر ظلاماً والأكثر بعيدة المدى على الكوكب؟ |
| En karanlık zamanda bile kendine bir umut vermelisin. | Open Subtitles | في أكثر الأوقات ظلاماً ، الأمل هو شيء تعطيه لنفسك |
| En karanlık günde ne olduğunu öğrenmem gerek. | Open Subtitles | أريد أن أعرف ، ماذا حدث لهم في أكثر أيامهم ظلاماً |
| Tam olarak, Ateş Ulusu tarihindeki en karanlık gün. Şimdi anladım. | Open Subtitles | إنه حرفياً ، أكثر أيام أمة النار ظلاماً الآن فهمتها |
| Sana söz veriyorum, bugünden geçerli olmak üzere, karanlık tarafı bırakıyorum. | Open Subtitles | أُقسمُ لك مِنْ هذا اليومِ سأَتْركُ ظلاماً |
| Banliyöde elektrikler gidince çok karanlık oluyormuş. | Open Subtitles | انقطاع التيار الكهربائي في الضواحي يخلف ظلاماً دامساً |
| Yapma, işi senin üstüne yıkmak istesem şimdiye çoktan Guantanamo'nun en derin, en karanlık hücresinde olurdun. | Open Subtitles | ألا تظن أنني لو أردت ذلك، لكنت مختفياً الآن في أعمق وأكثر الحفر ظلاماً ؟ |
| Belki çok karanlık duman çok kalın, ve göremiyordu. | Open Subtitles | ربما الدخان كان كثيفاً , وكان ظلاماً شديداً ولم يستطيعوا الرؤية |
| -50 km'lik alana yayılmış ve yerinden kıpırdamayan bu sis bugün saat 14:00'te şehri tamamen karanlık altında bırakacak. | Open Subtitles | -الضباب المخيّم الذي انتشرعلى مسافة 48 كم سيسبب على الأرجح ظلاماً تاماً بحلول الساعة الثانية من بعد ظهر اليوم. |
| Belki hava karanlıktı. | Open Subtitles | من الممكن كان ظلاماً توجيه سيء,ربما؟ |
| karanlıktı, ona bağırıyordunuz. | Open Subtitles | كان ظلاماً, و كنتم تصرخون عليه |
| Söyledim Paul. karanlıktı. Ve maske takıyorlardı. | Open Subtitles | قلتُ لكَ يا (بول)، كان ظلاماً و كانوا يضعون أقنعة. |
| Hava kararana kadar bekleyelim. Ben gidip kazacağım orayı. | Open Subtitles | دعونا ننتظر حتى تصبح السماء أكثر ظلاماً وسأذهب إلى هناك وأبحث عنهم |
| karanlığı görüyorsanız, karanlığı seçmişsinizdir. | Open Subtitles | إذا كنت ترين ظلاماً, فأنتِ قد اخترتِ الظلام. |
| Tanrım. Ortalık gittikçe kararıyor. | Open Subtitles | أصبح الوقت ظلاماً يا عزيزتي |