gölgen, benimle babam arasına girdi, benimle şanım arasına... ve benimle kraliçemin arasına. | Open Subtitles | ظلك كان يسقط بيني و بين أبي بيني و بين شهرتي بيني و بين ملكتي |
gölgen, benimle babam arasına girdi benimle şanım arasına ve benimle kraliçemin arasına. | Open Subtitles | ظلك كان يسقط بيني و بين أبي بيني و بين شهرتي بيني و بين ملكتي |
- Senin gölgende yaşamayı takmıyorum, Monk. Sen bir doğa harikasısın! - Teşekkür ederim. | Open Subtitles | انا لايهمني ان اكون تحت ظلك مونك انت خارق للطبيعة |
Onlar tekmenin gölgenden bile hızlı olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | لهذا هم يقولون أنك يمكنك أن تضرب بسرعة أسرع من ظلك |
Bundan sonra aynaya baktığımda etrafımda gölgeni görmeyeceğim. | Open Subtitles | كل مرة أنظر في المرأة، لن أرى ظلك بجانبي بعد الآن. |
gölgenin kalıba ulaşması için bir sınır var. | Open Subtitles | يبدو ان هذا حدودك, كيف تقدر ان تمددة انكماشه و تغير ظلك |
Demem o ki, gözünü güneşin doğrultusundan ayırma ve gölgen asla ardına düşmesin. | Open Subtitles | اعني يبقي عينك دائما على الأثر الشمس، وأبدا لا يفقد ظلك. |
Ve önümüzdeki üç yıl boyunca senin gölgen altında olmadan yaşamak ve okula gitmek, arkadaşlar edinmek istiyorum. | Open Subtitles | وأريد الذهاب إلى الجامعة وأخذ الحصص والتعرّف على أصدقاء بدون أن أعيش في ظلك الخاص على مدى الثلاث سنوات المقبلة |
Bu davayı çözene kadar, Senin seksi gölgen olacağım. | Open Subtitles | حتى نحل هذه القضية، سأكون ظلك الجذاب جدا |
Parmaklıklar arkasında olsan da gölgen şehrin üzerinde belirir ümidiyle tehditler savurursun. | Open Subtitles | على أمل أن ظلك يلوح فى الأفق فى المدينة بالرغم من انك خلف القضبان |
gölgen şimdi her şeyi ölümle dolduruyor. | Open Subtitles | ظلك يملأ الآن كل الأشياء بالموت |
gölgen şimdi her şeyi ölümle dolduruyor. | Open Subtitles | ظلك يملأ الآن كل الأشياء بالموت |
Ve dürüst olak gerekirse bu gölgende yaşamaktan daha iyi. | Open Subtitles | ...ولكي أكون صادقاً كان أفضل من أن أعيش في ظلك |
Lütfen yapma, sırf artık senin gölgende yaşamadığım için kıskandığından bana karşı yarışıyorsun. | Open Subtitles | أرجوك, أنت فقط تقومين بالترشح ضدي لأنك غيورة أنني لم أعد أعيش تحت ظلك |
Babamın hep ikinci gözdesi olarak bütün hayatımı gölgende geçirdim. | Open Subtitles | أمضيتُ حياتي كلها في ظلك كنتُ في المرتبة الثانية في عيون والدنا |
Çoğu zaman, insanlar kötü yönlerinden kaçarlar, sanki kendi gölgenden kaçar gibi. | Open Subtitles | معظم الوقت، الناس تحاول الهروب بعيدا عن الشيطان كما لو أنك ستسبق ظلك |
Waverly senin gölgenden çıkabilmek için çok fazla çaba sarfetti. | Open Subtitles | -لست الوحيدة من نسل "إيرب" بالمدينة "ويفرلي" عملت بجد حتى تخرج من تحت ظلك |
Orada biri var, gölgeni görebiliyorum. Sorun ne? | Open Subtitles | هناك شخصا ما هنا أستطيع أن أرى ظلك |
Dostum, büyük gölgenin lazer geçirmez olduğunu biliyor muyduk? | Open Subtitles | رفيق , أتعلم أن ظلك الطويل يحميك من الليزر. |
Ne yakından ne de uzaktan, ben senin gölgenim. | Open Subtitles | لست بعيداً عنك بل قريب منك . أنا ظلك |
Gölgenle sağladığın uyumu hiçbir şeyde bulamazsın. | Open Subtitles | لاشي يجعلك كاملة مثل اتحادك مع ظلك |
İçeride olduğunuzu biliyoruz. Kapının deliğinden gölgeniz belli oluyor. | Open Subtitles | نحن نعلم أنك في الداخل نحن نرى ظلك من عدسة الباب |
Silüetin Aydaki bir leke gibi parladı. | Open Subtitles | صورة ظلك بقعة مُظلمة على القمرِ. |
Ben Gölgesini göremediğinde kışın sona erdiğini sanıyordum. | Open Subtitles | ظننتُ أن الشتاء ينتهي إن كنت لا تستطيع رؤية ظلك. |