| Elinde kamerayla peşine bir adam takmışlardı sanıyordum. | Open Subtitles | لقد ظننت بأنهم عينوا رجلاً ما يتبعك وبحوزته كاميرا |
| Motorlu Taşıtlar Bölümü'nün ehliyetini çoktan almıştır sanıyordum. | Open Subtitles | لقد ظننت بأنهم سحبوا رخصة القيادة الخاصة بك |
| Bizimle görüşeceklerini sanıyordum, kıytırık bir test yapacaklarını değil. | Open Subtitles | ظننت بأنهم سيجرون مقابلات معنا لا بأن يعطونا إختبار دماغ غريب |
| Bir an kelepçelemeleri gerekecek sandım. | Open Subtitles | ظننت بأنهم سيتوجب عليهم تكبيلها |
| Hepimizi öldürecekler sandım. | Open Subtitles | ظننت بأنهم سيقتلونا جميعاً |
| Evet, ama ben daha çok bir bira fabrikasında çalışmak için çok yakışıklı olduğum ya da çok güzel bebek hapşırışı yapışıma falan yoğunlaşırlar sanmıştım. | Open Subtitles | نعم لكن ظننت بأنهم سيلتزمون بمواد عن كيف أني وسيم على العمل في مصنع جعة أو كيف أنني أعطس مثل الأطفال |
| Bu şovu iptal ettiklerini sanıyordum. | Open Subtitles | لقد ظننت بأنهم ألغوا ذلك البرنامج |
| Kahretsin. Bunu açık bıraktıklarını sanıyordum. | Open Subtitles | تباً، ظننت بأنهم يتركوه مفتوح |
| Arkanı kollayacaklarını sanıyordum. | Open Subtitles | لقد ظننت بأنهم كانوا يساندونك |
| Bunu yapmayı bıraktıklarını sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت بأنهم توقفو عن صنعها |
| Bay Yengeç, tartar sosu teslimatımız perşembeleri sanıyordum. | Open Subtitles | يا سيّد (كراب)، ظننت بأنهم سيسلموننا صلصة المايونيز بالخردل يوم الخميس |
| Ortalığı havaya uçuracaklarını sandım. | Open Subtitles | ظننت بأنهم سيأتون إلى الخيبة |
| Seni uzaklara götürdüler sandım. | Open Subtitles | ظننت بأنهم سرقوك ِ بعيدا |
| Formülü onlara verirsem ailemi serbest bırakırlar sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت بأنهم سيدعون عائلتى تذهب |
| Hepiniz biliyorsunuz sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت بأنهم أخبروكم |