| Bunu bilmen gerekir diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت فقط أنه يجدر بك أن تعرف ذلك |
| Washington'a gitmeden önce bunları bilmen gerekir diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت فقط أنه يجب أن تعرف قبل ذهابك لـ(واشنطن) |
| Ade' i Maisy ile tanıştırmak için iyi bir zaman diye düşündüm. | Open Subtitles | ولكنني ظننت فقط أنه سيكون وقتا جيدا لتقابل (إيد) (مايسي). |
| Her şeyi anlattığımızı düşündüğümde belki ruhunu satmasını sağladığın adamı konuşuruz diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننت فقط أنه بما أننا نفتتح موضوع المزاج أنه ربما أردت أن تتحدث عن الرجل الذي جعلته يبيع روحه |
| Madem Rex'in hayatına odaklanacağız, onun en mutlu zamanlarına da odaklanırız diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | حسنا ظننت فقط أنه ان كنا سنركز على جزء من حياة "ريكس" فمن الأفضل ان نركز على أسعد وقت بحياته |
| Ben sadece bunu bilmeniz gerek diye düşündüm, | Open Subtitles | ظننت فقط أنه يجب أن يعلم أني... |
| Ben sadece bunu bilmeniz gerek diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت فقط أنه يجب أن يعلم أني |
| Belki o da bir yerlerde kulüp filan açmıştır diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت فقط أنه ترك المجال أيضاً |
| - Kutlama yaparız diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننت فقط أنه بإمكاننا أن نحتفل. |