| Bunun sıradan bir hamilelik olmayacağının sen de bilincindesindir. | Open Subtitles | متأكّد أنّكِ تأكّدتِ من أنّ هذا لن يكون حملاً عاديّاً |
| sıradan bir kavga olsaydı işimiz çoktan bitmiş olurdu. | Open Subtitles | حسنٌ، كان لينتهِ هذا القتال الآن لو كان قتالاً عاديّاً. |
| Bu öyle sıradan bir sincap değil. | Open Subtitles | هذا ليس سنجاباً عاديّاً. |
| Kendin için üzülmeyi bırak. normal bir ayı olmadığını sen de biliyorsun. | Open Subtitles | كفّ عن التباكي على نفسك تعرف أنّك لستَ دبّاً عاديّاً |
| normal bir insan gibi davranman konusunda ne söylemiştim? | Open Subtitles | ماذا عمّا قلتهُ حول كونكَ شخصاً عاديّاً. |
| Burası sıradan bir cadının ini değil. Hayır. | Open Subtitles | هذا ليس وكراً عاديّاً لساحرة - صحيح - |
| sıradan bir zırh değil. | Open Subtitles | لَيس دِرعاً عاديّاً فقط. |
| Jimmy sıradan bir hırsız değildi. Onu tanırım. | Open Subtitles | (جيمي) لم يكن لصاً عاديّاً أعرفه جيداً |
| Bu sıradan bir bilezik değil. | Open Subtitles | -هذا ليس سواراً عاديّاً |
| sıradan bir insan. | Open Subtitles | رجلاً عاديّاً. |
| - Hem de sıradan bir insan olur. | Open Subtitles | رجلاً عاديّاً. |
| Eğer doğa normal bir ayı olmamı isteseydi bana bu kadar dâhiyane bir beyin vermezdi, efendim. | Open Subtitles | لو أرادتني الطبيعة دبّاً عاديّاً.. لما منحتني "طبّاخةَ أفكار" جيّدة يا سيّدي |
| Örneğin, sizin gibi normal bir insanı, suç işlemek gibi... iğrenç bir duruma hangi nedenler itebilir gibi şeyler, yani... | Open Subtitles | على سبيل المثال ما الذي سيجعل شخصاً عاديّاً مثلك يرتكب فعلاً بشعاً على غير العادة أو بعض... |
| Boo Boo. Haklısın, normal bir ayı değilim. | Open Subtitles | (بوبو)، أنتَ على حقّ لستُ عاديّاً. |