| Sonra, plastik bir manken görünümü yerine, gerçek canlı insan derisinden yapılmış gibi gözüküyor. | TED | ثم، عوضاً عن أن تبدو مثل عارضة أزياء الجص، فأنها تبدو مثل أنها مصنوعة من لحم بشري حي. |
| New York'a taşın, manken ol, telefonlarına cevap verme. | Open Subtitles | الرحيل إلى نيويورك، تصبحين عارضة أزياء ولا تردي علي مكالماته الهاتفيةَ |
| Ayrıca ben düşündüm ki sen de manken olabilirsin. | Open Subtitles | فكرت في الأمر و يمكنك أن تكونـي عارضة أزياء |
| İster inan ister inanma ama bu hantallığına rağmen o bir model. | Open Subtitles | إنها عارضة أزياء ، صدق أو لا تصدق ، و بحمل هائل. |
| Herhalde ileride bir güzellik uzmanı veya bir süper model falan olurum. | Open Subtitles | لقد أخذت دروس تجميل اعتقد أنني سأكون ملكة جمال أو عارضة أزياء |
| Bu üç resme bakıp bana hangi modeli tercih ettiğinizi söyleyeceksiniz. | Open Subtitles | .. انظرإلىهذهِالصورالثلاثوأخبرني. أيّة عارضة أزياء تفضل |
| En son geldiğimde şu Parisli mankeni getirmiştim. Seni de... Neyse boşver. | Open Subtitles | بآخر مرّة كنتُ فيها هنا، أحضرتُ معي عارضة أزياء مثيرة، لذا ظنّ... |
| manken olabilirsin bence. Çok güzelsin. | Open Subtitles | أتعلمين أنه يمكنك أن تصبحي عارضة أزياء .لأنكي في غاية الجمال |
| Bir manken olabilirsin. Onlardan daha güzelsin. | Open Subtitles | أنه يمكن أن تصبحي عارضة أزياء .وأنتِ أفضل من هن |
| Bakın. Birdenbire ortadan kaybolamaz. O bir manken. | Open Subtitles | لا يمكن أن تختفي هكذا , إنها عارضة أزياء |
| İşte o! Demek çirkin ördek yavrusundan kuğuya dönüşüp adını da kısaltarak manken oluvermiş. | Open Subtitles | لقد أزاحت البشاعة، إختصرت اسمها، وأصبحت عارضة أزياء. |
| Moda yaratıcısı ve manken sevgilisiyle ilgili ClA ve suikastler falan.. | Open Subtitles | إنهُ فظيع,تدور القصة عن مصمم أزياء ,وصديقته عارضة أزياء. أمسكت بهم السي آي أي ليوقفوا ,معارض البالون ,في الربيع. |
| Bana manken olduğunu anlatman paylaşmak değil, sen hava attın. | Open Subtitles | إخباري أنكِ كنتِ عارضة أزياء شهيرة لا يعدّ قصّة ، إنما تفاخر |
| Hiç bir zaman manken olamazmışım. Yemek yemeyi çok seviyorum. | Open Subtitles | ما كنت لأصبح عارضة أزياء أبداً أحب الطعام بشدّة |
| Her zaman bir model olmak istediğimi biliyordun... ve buna rağmen işi aldın. | Open Subtitles | علمت بأني دائما ما رغبت أن أكون عارضة أزياء وقبلت بالعمل بكل الأحوال |
| İster inan ister inanma ama bu hantallığına rağmen o bir model. | Open Subtitles | إنها عارضة أزياء ، صدق أو لا تصدق و بحمل هائل |
| Dinle ister süper model olsun, isterse kreşde çalışsın... çirkin, şişman, fark etmez. | Open Subtitles | اسمعي، بغض النظر ان كانت عارضة أزياء مشهورة أو تعمل في مصبغة بشعة مثيرة لا يهم. |
| Gündüz barmen, gece süper model. | Open Subtitles | نادلة في النهار, عارضة أزياء في الليل يبدو ذلك مألوفا |
| Eğer her çılgın, çekmiş modeli kovdursaydım fotoğrafını çekebileceğim kimse olmazdı. | Open Subtitles | لو تسبّبتُ بطرد كلّ عارضة أزياء مجنونة مُدمنة كوكايين، فلن أجد أحداً لإلتقاط صوره. |
| Ben de biraz birazcık kilo versem mayo mankeni olabilirdim. | Open Subtitles | ولو اسطعت أن أفقد بعض الوزن سأكونُ عارضة أزياء. |
| Ben Ashley Graham, Modelim ve vücut aktivistiyim. | TED | إسمي أشلي غراهام، أنا عارضة أزياء وناشطة حول ما يتعلق بالجسد. |
| 25 yaşında bir mankenle birlikte. | Open Subtitles | أكثر من عارضة أزياء جذابة بالخامسة و العشرين |
| - Hiç mankenlik yapmış mıydın? - İlgilenmiyorum. | Open Subtitles | -هل أنت في الأساس عارضة أزياء محترفة ؟ |
| Oh, dostum.Bir modelle yattığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | يا رجل ، لايمكنني التصديق أنني أنام مع عارضة أزياء |
| Mankenin işi bırakması kimin umurunda? | Open Subtitles | ومن يبالي باستقالة عارضة أزياء |
| Sonuçta sadece bir mankensin. | Open Subtitles | في النهاية، انتي فقط عارضة أزياء |