| Mantıklı olmak istemiyorum. Yalnız kalmak istiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون عاقلاً أريد أن أُترك في شأني |
| Yarım saatte buraya avukatımı çağırabilirim. Mantıklı olun. | Open Subtitles | يمكنني إحضار محامٍ إلى هنا في نصف ساعة فكن عاقلاً |
| Küçük fare. Beni aklı başında tutan tek şey sensin. | Open Subtitles | أيها الفأر الصغير، أنت الشيء الوحيد الذي يبقيني عاقلاً |
| Ama aklı başında mı diyorsan, evet. | Open Subtitles | ولكن إن كنت تقصد ما إن كان عاقلاً فسأقول لك أجل |
| Yolun tamamında, Makul olmanı söyledim. | Open Subtitles | لقد أردت أن تكون عاقلاً و قد حاولت ذلك طوال الطريق |
| Deliyi akıllı yapıyordu, akıllıyı da deli. Bunun gibi birşey. | Open Subtitles | ما يجعلُ من العاقلُ مختلاً قد يجعل من المختل عاقلاً |
| Aklını kaçırmak istemiyorsan, büyü bilgini tazelemeye başlasan, iyi olur. | Open Subtitles | فالأفضل لك أن تبدأ فى البحث على الفودو الخاص بك إذا أردت أن تظل عاقلاً |
| - Sana ona dokunmamanı söylemiştim. - Mantıklı olsana. | Open Subtitles | ـ لقد أخبرتك ألاّ تلمسها ـ كُن عاقلاً |
| Bunların dışında, o kadar da Mantıklı değilim. | Open Subtitles | أي شيء آخر , لن أكون عاقلاً بالمرة |
| Mantıklı ol hayatım. Sadece seni korumaya çalışıyorum. | Open Subtitles | كن عاقلاً يا عزيزي أحاول حمايتك فحسب |
| Mantıklı birine benziyor. Boğaza yumruk atması hariç. | Open Subtitles | لقد بدا عاقلاً باستثناء ضربة الحلق |
| Onu kurtar ama Tanrı aşkına Mantıklı ol! | Open Subtitles | نعم أنقذها، لكن كن عاقلاً حبّاً في الله |
| aklı başında olan bir adam ikna kabileyeti ile Mantıklı ve güçlü bir adamı sınırda savaşta olmasına rağmen ikna etti. | Open Subtitles | "رجل عاقل في "دلهي" أقنع عاقلاً آخر ذو نفوذ" "بأنه ليس كلّ المعارك يجب أن تكون على الحدود" |
| aklı başında olup olmadığını bilmem gerek. | Open Subtitles | أودّ معرفة إذا كان هذا الشخص عاقلاً أم لا. |
| Evet, hatırladığım kadarıyla o zamanlar aklı başında, tüm iş ilişkilerindeki köprüleri yakmamış bir adamdın şimdiyse gecenin bir yarısı beni buraya çağırıp, benden ailemin arazisinden peşin para mı istiyorsun? | Open Subtitles | أجل, كان هذا عندما كنت عاقلاً, قبل أن خرجت من كل علاقة أنا زيفتها أبداً بلا رجعة |
| Makul biriyle tanışmak bir değişiklik olurdu doğrusu. | Open Subtitles | أود أن أقابل رجلاً عاقلاً من باب التغيير |
| Baban Makul biri olsaydı. | Open Subtitles | إلا إذا كان والدك رجلاً عاقلاً |
| Makul ol, John. Buraya ait değiliz. | Open Subtitles | كن عاقلاً جون نحن لاننتمي إلى هنا |
| Evet ama bu iş beni akıllı tutan tek şey. | Open Subtitles | أجل، حسناً، هذه الوظيفة هي الشئ الوحيد الذي يبقيني عاقلاً. |
| Bir kabus gibiydi, Collier Aklını kaybetmeden bunları nasıl atlattı bilemiyorum. | Open Subtitles | كانت كالكابوس لا أعرف كيف عاشها ومازال عاقلاً |
| Son günlerde uslu olmayı deniyorum. | Open Subtitles | لكن يجب أن تعرفي أنني أحاول مؤخراً أن أكون عاقلاً |
| Şu anda dört haneli ödeme yap, mantıklıyım. | Open Subtitles | إدفع لي المال الآن وسأكون عاقلاً |
| Aklımı başımda tutan tek şey o zaten. | Open Subtitles | إنه الشيء الوحيد الذي يجعلني عاقلاً هنا. |