| Bu gömlek "Paralıyım ama kurumsal bir asalak değilim" diyor. | Open Subtitles | إنها تقول "لدي القليل من المال ولكن لا أعيش عالة على أحد" |
| O nankör asalak sınırları aşmış. | Open Subtitles | إنه عالة ناكر للجميل قد تخطى حدوده |
| Ne kadar daha eşine bağlı asalak gibi yaşayacaksın? | Open Subtitles | إلى متى ستستمر بكونك عالة على زوجتك ؟ |
| Diğerleri atayurt için çalışırlarken, sen sadece bir parazit oldun. | Open Subtitles | حين كان يعمل الشعب من أجل أرض الآباء لم تكوني سوى عالة على الآخرين |
| Erkeği çok daha küçük ve aslında onun üstünde yaşana bir parazit. | Open Subtitles | الذكر أصغر بكثير, وطفيلياً بالأساس, يعيش عالة عليها. |
| - Sosyal asalak. | Open Subtitles | - عالة على المجتمع. |
| Başkalarının bedeniyle, bir parazit gibi geçinmek zorundayım. | Open Subtitles | أعيش عالة على إنسان.. مجرد طفيل... |
| Bu da lanet bir parazit. | Open Subtitles | إذاً أنت الآخر عالة على غيرك |