| Aman Tanrım, ücretsiz klinikte bu kızı tedavi etmiştim. Doğuştan meme uçları yok. | Open Subtitles | لقد عالجت تلك الفتاة في العيادة المجانية كانت قد ولدت دون حلمتي ثدي |
| Uyuzun en iyi yanı şudur, eğer kaşıntıyı hemen tedavi ederseniz açık yaralar haline gelme şansları azalır, doktorunuzu arayın. | Open Subtitles | الشيء المبشّر في حالات الجرب هو أنك إن عالجت الحكّة مباشرةً، فثمة أمل بصيص في أن تصبح قرح جلدية متوسعة |
| Yaşayan bir hastayı tedavi etmeyeli epey uzun zaman olmuştu. | Open Subtitles | لقد مضت فترة طويلة منذ عالجت مريضاً على قيد الحياة |
| Evet. Üçüncü dünya ülkelerindeki korkunç hastalıkları iyileştirdim. | Open Subtitles | لقد عالجت الكثير من الأمراض الخبيثة في دول العالم الثالث. |
| Biliyorum, işleri karıştırdım. Ama iki kişiyi birden idare etmek istemedim. | Open Subtitles | لقد عالجت الأمر بطريقة سيئة, أعلم لكن لم أرد لمرتين أحد |
| Bu işi iyi hallettin. Bence buralarda kendi kendine çalışmalısın. | Open Subtitles | عالجت ذلك بالقدر الكافي.أعتقد أن الوقت حان لتبدأي بكَسْب عيشكَ هنا |
| Hayir, beynini düzelttim, otomatik sistemini düzenledim ve stresli çok zor bir ameliyat yaptim. | Open Subtitles | لا , أنا عالجت مخها أعدتقدراتهاالحيوية, أجريتجراحة, |
| Sen ve birçoğunuzun açtığı yaraları iyileştirdi. | Open Subtitles | عالجت كل الجروح التي كان سببها انت وغيرك |
| 170 yıllık hayatımda kanımızın kanseri tedavi ettiği bir olay duymadım. | Open Subtitles | خلال 170 سنة غريبة لم أشهد حالة عالجت فيها دماؤنا السرطان. |
| Tam olarak bir yıldır açık ve 15.000'den fazla çocuğu tedavi ettiler. | TED | ظلت مفتوحة لمدة سنة بالضبط، عالجت خلالها أكثر من 15,000 طفل. |
| Söyleyin, Dr. Grainger karaciğer şikayetleri yüzünden Emily Arundel'i siz tedavi ettiniz, değil mi? | Open Subtitles | قل لى يادكتور ,انك بنفسك عالجت ايميلى من الكبد ,اليس كذلك ؟ |
| Bay Adams... ..çiftliğinizde hastaları tedavi ediyor muydunuz, etmiyor muydunuz? | Open Subtitles | سيد آدمز هل انت عالجت أم لم تعالج مرضى في مزرعتك ؟ |
| Ama insanı tedavi ederseniz, sonuç ne olursa olsun sizi temin ederim, kazanırsınız. | Open Subtitles | وإن عالجت شخص فأنا أضمن لك بأنك رابح . مهما كانت العواقب |
| Kanser tedavi eder şeker hapları biliyorum çünkü inandılar. | Open Subtitles | أعرف حبة سكر عالجت سرطاناً فقط لأنها آمنت بذلك |
| -Gerçekten kanser tedavi eden bir hap biliyor musun? | Open Subtitles | جونز .. أتعرف حقاً حبة سكر عالجت سرطاناً ؟ |
| Kendini tedavi etti, ve kızını geri istedi. | Open Subtitles | لكن المفاجأة, لقد عالجت نفسها و أرادت إستعادة إبنتها |
| Onun hayatını kurtardım, vasisi olduğu kızı iyileştirdim ve sahip olduğu tek oğlunu korudum. | Open Subtitles | لقد أنقذ حياته ، ولقد عالجت الوصي عليها ولقدقمت بحماية ابنه الوحيد |
| Önceden de psikozlu kişileri iyileştirdim ama bazı kimyasalların dengesinin bozuk olduğu ve psikolojisi hasarlı olanlara ulaşamam. | Open Subtitles | لقد عالجت مرض الذهان من قبل واشخاص مع خليط من اختلال التوازن الكيميائي واضرار نفسية لا يمكن الوصول لها |
| Biraz tartışarak hallettik. Sersem gibiyim, ama durumu idare ettim. | Open Subtitles | لقد تناقشنا، أشعر برعشة، أظنني عالجت الأمر جيداً |
| İşi, vaktindeyken hallettin. | Open Subtitles | أنتَ فقط عالجت الأمر في اللحظة المُناسبة. |
| İki tane çıkık omzu düzelttim bir bacağı kesilmekten kurtardım ve kırıklar, evet... | Open Subtitles | عالجت كتفين مخلوعين .. وأنقذتساقاًمنالبتر. |
| Ablam yaralarını temizleyip iyileştirdi. Ayrıca seni çıplak gördük. | Open Subtitles | أختي، عالجت جروحك ونزعت ملابسك أيضاً. |
| Hayatım boyunca bunun gibi yüzlerce mesele hallettim ve çoğu kötü biter. | Open Subtitles | لقد عالجت مئات من هذه الحالات في حياتي ، وكثيرا ما تكون النهاية سيئة |
| Ama elimi iyileştirdin! Onu kurtarabilirsin, biliyorum... | Open Subtitles | ولكنك عالجت يدي، يمكنك معالجتها أعلمذلك.. |
| Omurgası yerle bir olmuş bir kadını iyileştirdiniz. | Open Subtitles | لقد عالجت امرأة تحطم عمودها الفقري |