| Birleşik Devletler'de bunlardan yaklaşık beş milyon tane ve dünya çapında 20 milyon tane kadar yapıyoruz. | TED | نقوم بإجراء حوالي خمسة ملايين عملية كهذه في الولايات المتحدة الأمريكية وربما عشرين مليون عملية كهذه عالميًا. |
| dünya çapında para gönderme maliyeti ortalama yüzde 8. | TED | يعادل متوسط التحويلات النقدية عالميًا 8 بالمئة |
| Çocuk felcini dünya çapında yok ettik. | TED | اقتربنا بشدة من القضاء على شلل الأطفال عالميًا. |
| İşte Salisbury Katedrali ve yakınındaki dünyaca ünlü Stonehenge Anıtı. | TED | هذه هي كاتيدرائية سالزبوري، وهذا نُصب ستونهنج الحجري الأثري القريب، وهو مشهورٌ عالميًا. |
| Ebeveynlerimiz ilham veren, dünyaca ünlü grup Up with People turnesinde tanışmışlar. | Open Subtitles | ،مع الإلهام, الفرقة الغنائية المشهورة عالميًا .فوق مع الناس |
| Bu tarz kırılamayan kriptolar bankalar ve diğer uluslararası kuruluşlar tarafından test edilmektedir. | TED | لذلك، هذا النوع من التشفيرغير القابل للإختراق بالفعل تم إختباره بواسطة البنوك وفي المؤسسات الأخرى عالميًا. |
| Mahşer Yangını'nın ilan edilmesinin üzerinden 194 hastalığın dünya geneline yayılmasının üzerinden 63 gün geçti. | Open Subtitles | مر مئة و تسع وأربعون يومًا منذ إعلان الحريق الهائل و ستة وأربعون يومًا منذ أن انتشر الوباء عالميًا فجأةً |
| Bir diğeri de anti HIV ilaçlarına evrensel erişim. | TED | والثاني هو إيصال أدوية ضد فيروس نقص المناعة عالميًا. |
| Bugün, dünya çapında 17 milyar birbirine bağlantılı cihaz kullanmaktayız. | TED | اليوم، نستخدم أكثر من 17 مليار جهاز متصل عالميًا. |
| dünya çapında kullanılan yaygın bir taktik, politikacıların suça karşı sert bir tutum takınmak ister gibi yapması fakat aslında güncel durumu değiştirmek istememesi. | TED | إنه أسلوب شائع للغاية ويستخدم عالميًا. عندما يريد الساسة أن يتظاهروا بأنهم غلاظ على الجريمة لكنهم في الواقع لا يميلون إلى تغيير الوضع السائد. |
| Teleskoplu bir amatör dünya çapında panik çıkarmadan önce görmenizi istedim. | Open Subtitles | أردتك أن ترى هذا قبل أن يراه شخصٌ هاوٍ بالتلسكوب ويخلق ذعرًا عالميًا. |
| O vakıf şu anda dünya çapında öneme sahip. | Open Subtitles | ولقد نميّتهُ إلى أن أصبح لاعبًا عالميًا رئيسيًا |
| Negatif emisyonlar sihirli bir değnek gibi düşünülmemeli, ancak dünya çapında CO2 kirliliğini azaltmaya devam edersek bize yardımcı olabilirler. | TED | يجب أن لا نعتبر الانبعاثات السلبية بمثابة الحل السحري، لكنّها قد تساعدنا إن استمررنا في المماطلة لخفض تلوث ثاني أكسيد الكربون عالميًا. |
| 2011'de, Jordan 3 Black Cement serisi en son piyasaya sürüldüğünde, 160$'dan satışa çıkarıldı ve dakikalar içinde dünya çapında tükendi. | TED | عام 2011، في آخر مرةٍ تم إصدار Jordan 3 الاسمنت الأسود أُصدر، في بيع المفّرق بـ160 دولارًا، تم بيعه عالميًا في دقائق. |
| Bir iguana yakalayıp dünyaca ünlü iguana çorbamdan yapsam iyi olur. | Open Subtitles | لأحضر حساء سحلية الشجر خاصتي الشهير عالميًا. |
| "Hamlet"i bir kadın da yazabilirdi ama farklı bir şekilde yazardı ve dünyaca kabul görmezdi. | TED | كان يمكن أن تكتب امرأة "هاملت" لكنها كانت لتكتبها بطريقة مختلفة، ولم يكن ليُعترف بها عالميًا. |
| Benim dünyaca ünlü cizburgerim. | Open Subtitles | شطائر الجبن خاصتي المشهورة عالميًا. |
| dünyaca tanınmış tasarımcı? | Open Subtitles | المصمم المشهور عالميًا ؟ |
| Gerçekten dünyaca ünlü mü? | Open Subtitles | مشهورة عالميًا. حقًا؟ |
| Uzun vadeli planlarımızı uluslararası boyutta tartışıyoruz. | Open Subtitles | لكن استراتيجيتنا على المدى البعيد والتي أناقشها عالميًا |
| Hastalığın dünya geneline yayılmasının üzerinden 63 gün geçti. | Open Subtitles | هنا (جينر)، مضى 63 يوم منذ أن تفشى المرض وصار عالميًا |
| İkinci çılgın fikir ise bilimin evrensel olabileceği konusunda. | TED | الفكرة المجنونة الثانية هي أن الوعي قد يكون عالميًا. |