Moda dünyası, sosyete, - sanat eseri koleksiyonu ve bağırma... | Open Subtitles | عالم الأزياء ، و المجتمع ، و تجميع التحف و الصراخ |
Biraz uçuklar, ama sanırım... ne derler... Moda dünyası böyle bir şey. - Evet! | Open Subtitles | إنه مجنون, ولكني أظن أن ذلك هو عالم الأزياء الراقية |
Sen ve ben birlikte bir kürk yapacağız... çok yumuşak, çok lüks, her havada çok pratik... öyle ki moda dünyasının gözlerindeki peçeyi yırtacağız... ve adımızı yıldızlara yazdıracağız. | Open Subtitles | إنه ناعم ومترف وعملي في أي طقس وجريء بحيث نذهل عالم الأزياء وننقش اسمينا بحروف من نور في مصاف المصممين |
moda dünyasının en yetenekli kadınının aklı başka yerde olduğu için toplantı kaçırdığı duyulsun istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريد من اكثر امرأة موهوبة في عالم الأزياء .. ان تفوّت الاجتماعات بسبب ان تفكيرها في.. مكان اخر.. |
Burada Moda dünyasında yıllardır bocalıyan tasarımcılar var. | Open Subtitles | هناك مصممين بهذه المسابقة يكافحون فى عالم الأزياء لسنوات |
Yani Moda dünyasında buna karşı bu olduğunda, kazanan baştan belli oluyor sanırım. | Open Subtitles | اذن عندما يكون هذا .. ضد هذا في عالم الأزياء.. |
Ama küçük kasaba kızının moda dünyasındaki başarısını anlatıyor. | Open Subtitles | لكنه عن فتاة بلدة صغيرة تنجح في عالم الأزياء |
Hayatımdaki moda hayalimi ona çalışmak için adadım. | Open Subtitles | أشق طريقي في عالم الأزياء و أنا أعمل لديها |
Bu delilik ama sanırım Moda dünyası böyle bir şey, ha? | Open Subtitles | إنه مجنون, ولكني أظن أن ذلك هو عالم الأزياء الراقية |
Ama şatafatlı ve kadın kılıklı bir eşcinsel olunca, Moda dünyası o yanık tenli kollarını bana açtı. | Open Subtitles | لكن كـ ملكة خبيثة ورائعه.. عالم الأزياء يرحب بك وهو مفتوح الذراعين |
Şu anda, Donovan Decker bütün moda dünyasının kıskandığı bir marka. | Open Subtitles | الأن دونافان ديكر هو الأفضل فى عالم الأزياء |
Moda dünyasında bir gelecek ve üniversite için para kazanmanın yollarını mı arıyorsunuz? Ama bu iş harika. | Open Subtitles | هل تبحث عن وظيفة فى عالم الأزياء وفرصة لتوفير المال لأجل الجامعة؟ |
Moda dünyasında ilerleyebilmek için öyleymiş gibi davranıyor. | Open Subtitles | إنه يتظاهر لكي يتقدم في عالم الأزياء |
Haftaya. moda dünyasındaki herkes bunun için gelecekti. | Open Subtitles | الجميع في عالم الأزياء كان قادماً لأجل ذلك. |
Hayatımdaki moda hayalimi ona çalışmak için adadım Gray Chandler Murray. | Open Subtitles | أشق طريقي في عالم الأزياء وانا أعمل لديها (جراي تشاندلر ماري ) |