| Üç milyonun üzerinde insan sınırları geçti ve komşu ülkelere sığınmacı olarak yerleşti ve gördüğünüz üzere sadece küçük bir kısmı Avrupa'ya yerleşti. | TED | أكثر من ثلاثة ملايين شخص قد عبروا الحدود ووجدوا ملجئاً في بلدان الجوار، ونسبة صغيرة كما ترون انتقلت لتعيش في أوروبا. |
| Ama bu sabah sadece 1.207'niz bu kapıdan geçti. | Open Subtitles | و لكن هذا الصباح قبل 1207 منهم فقط و عبروا هذه البوابات |
| Bir kaç dakika sonra da 11. bölgeden geçmişler. | Open Subtitles | لقد عبروا من نقطة التفتيش في القطاع الحادي عشر منذ دقائق قليلة |
| Açıkçası anne ve dört yavrusu buradan gelip izlerini gördüğünüz bu yol üzerinden geçmişler. | Open Subtitles | في الواقع الأمّ و جراؤها الأربع أتوا من هنا و عبروا الدرب الذي تراه خلفك |
| Kral, ingilizlerin Portekiz sinirini geçip ispanya'ya geldikleri ve ilerledikleri haberini aldi. | Open Subtitles | للتو الملك إستلم خبر أن البريطانيين عبروا الحدود من البرتغال إلى إسبانيا وتقدموا |
| Ya bütün sahtekarlar ve ahlaksızlar, Atlantik'i geçmiş olsaydı? | Open Subtitles | ماذا لو كل المحتالين والخليعون عبروا المحيط الأطلسي بدلا من ذلك؟ |
| Dereyi geçerlerse bizim için kötü olur. | Open Subtitles | أذا عبروا المضيق سيردون علينا بأطلاق النار |
| Son hanedanlıktan bu yana sınırı geçen canavarların neredeyse tamamı yakalandı. | Open Subtitles | منذ السّلالة الماضية تمَ الإمساك بجميع الوحوش الذين عبروا الحدود تقريبا |
| Yarın, Sayın Rittmeister! 4'ü geçti, 4'ü havada. Toplam 8 tane. | Open Subtitles | صباح الخير سيدي، أربعة عبروا وهناك أربعة قادمين، الإجمالي ثمانية وقد يصبح أسوأ |
| Ama artık El-Kaide birlikleri sınırı geçti. | Open Subtitles | لكن الآن بعض المتمردين المسلحين عبروا الحدود. |
| Efendim, nizamiyeden geçmişler. | Open Subtitles | سيدى , لقد عبروا للتو نقطة التفتيش |
| Ruslar, saat 6'da Metsäpirtti ve Rautu'dan sınırı geçmişler. | Open Subtitles | الروس عبروا الحدود في Metsنpirtti و Rautu 06 ص. |
| Öğrencileriniz sırf sizden öğrenmek için koca kasabayı geçip geldiler. | Open Subtitles | طلابك عبروا المدينة لكى يتعلمون تحت يديك |
| Ona zarar vermeden getir aksi halde Khal Drogo'dan çekeceğin var.. Gözcülerimizin dediklerine göre: Stark, ıkizler'den geçip, Lord Frey'in toplama askerlerini peşine takıp güneye ilerlemiş. | Open Subtitles | أحضرها إلي دون أن تمسها وإلا كال دروجو سيسألك عن هذا أخبرنا الكشافون أن جيش ستارك قد عبروا من التوأمان واتجهوا جنوباً |
| Ruslar, Volga Nehri'ni geçip... diğer kıyıda Almanların nehir aracılığıyla... şehre... girmelerini engelleyeceklerdi. | Open Subtitles | الروس عبروا نهر الفولغا مصممين على مساعدة أولئك على الجانب الآخر و لمنع الالمان من ان يعبروا النهر و يحتلون المدينة |
| Geçit hâlâ aktif durumda. Şimdiye kadar geçmiş olmalılar. | Open Subtitles | البوابة لا تزال تعمل كان يفترض أن يكونوا قد عبروا الآن |
| Birkaçını buldum. Sınırı geçmiş olmaları gerekiyordu ama çoğunu bulamadım. | Open Subtitles | لدينا تقارير عديدة انهم عبروا لكني عاجزة عن تعقبهم |
| Birkaçını buldum. Sınırı geçmiş olmaları gerekiyordu ama çoğunu bulamadım. | Open Subtitles | لدينا تقارير عديدة انهم عبروا لكني عاجزة عن تعقبهم |
| - Meuse'u geçerlerse dönüp Liege'i alabilirler. | Open Subtitles | إذا عبروا ميوس فإنهم يمكنهم أن يعودوا الى كورك وهناك مخزن هائل من الذخيرة |
| Tel örgüyü geçerlerse kesinlikle hapı yutarız. | Open Subtitles | اذا عبروا هذا السياج بالتأكيد تم القضاء علينا |
| Eyaleti batıya doğru boydan boya geçen önderlerin cesareti ve kararlılığı anısına yapılan takın. | Open Subtitles | لتخليد ذكرى شجاعة و عزيمة الروّاد الاوائل الذين عبروا هذه الولاية في طريقهم غرباً |
| Gümrükten geçen insanların listesi ne zaman gelir? | Open Subtitles | متى نستطيع الحصول على قائمة الاشخاص الذين عبروا الجمارك؟ |
| Frank, nehir yukarıya git,bak, ve eğer bizim önümüze geçmişlerse izimizi bulmamaları için, kayalık alanda gitmeliyiz. | Open Subtitles | فرانك" خذ مطيه الى اعلى النهر" وانظر إذا كانو عبروا بإتجاهنا إذا تعقبوا اثارنا فإننا وضعِنا بين المطرقه والسندان |