o kapıdan bir şey girmiş, ve o her neyse bir daha girmesini istememişler. | Open Subtitles | شيئ ما أتى عبر ذلك الباب وأيـّاً كان هذا الشيئ، لم يـُريدا أن يأتي مرة أخرى |
o kapıdan geçtiysen tüneldesin. | Open Subtitles | إذا دخلت عبر ذلك الباب ستجد نفسك في النفق |
o kapıdan girmek çok cesaret ister. | Open Subtitles | فالدخول عبر ذلك الباب يتطلّب الكثير من الشجاعة |
Eğer şu kapıdan bir adam girip kafama silahını doğrultsa, ne yapardın? | Open Subtitles | وإذا رجل آخر جاء عبر ذلك الباب الآن يصوّب مسدس على رأسي ماذا ستفعل؟ |
Dinleyin, millet. Katilimiz şu kapıdan çıkıp yola doğru ilerledi. | Open Subtitles | حسناً يا قوم، لقد غادر القاتلان عبر ذلك الباب إلى الزقاق |
Buraya bir sürü kız geliyor ama hepsi evlenecekleri adamın şu kapıdan girip boşluktan şikâyetçi olmasını bekliyor. | Open Subtitles | تأتيني الفتاة بعد الفتاة إلى هنا ومن أجل ماذا؟ إنهن فقط ينتظرن أزواجهن المستقبليون یأتون عبر ذلك الباب شاكين من التسوس |
Judy, düzenli bir ev isterdi ben de o kapıdan içeri gireceğini umut ediyorum. | Open Subtitles | جودي كانت تحب المنزل منظما و ما زلت أمل انها ستعود عبر ذلك الباب |
Eğer Escobar o kapıdan girerse, onu kendimiz öldürürüz. | Open Subtitles | لو دخل إسكوبار عبر ذلك الباب سنقتله بأنفسنا |
o kapıdan adımını attığın an zarar vermeye başlayacaksın. | Open Subtitles | في اللحظة التي ستعبر فيها عبر ذلك الباب سيكون قد حل الضرر |
Beni o kapıdan atan Vince ise o değildi. | Open Subtitles | لكن "فينس" الذي دفعني عبر ذلك الباب لم يكن هو. |
o kapıdan içeri her ne gelecekse eminim ki Brian Finch'in halledebileceği bir şey değil. | Open Subtitles | أيًا كان ما هو قادم عبر ذلك الباب فأنا متأكد أن (براين فينش) غير قادر على تولي أمره |
Arkadaşlarım ve ben Zoe ile birlikte o kapıdan çıkacağız. | Open Subtitles | سأُخرج أنا وأصدقائي (زوي) عبر ذلك الباب. |
Tom Connolly, o kapıdan girip sana hayatını kurtarma şansını sunduğundan beri burada olup biten her şeyi Kabal'a sızdırıyor. | Open Subtitles | (توم كونولي)، يسرب معلومات للعصبة السرية عن كل ما يحدث في هذا المكان منذ أن دخل عبر ذلك الباب وعرض عليك أن ينقذ حياتك |
- şu kapıdan çıktığım an başka yalan olmayacak. | Open Subtitles | لن يكون هناك مزيد من الكذب في اللحظة التي أخرج فيها عبر ذلك الباب. |
Yanlarında güvenlik güçleri olan başka bir haydut çetesini şu kapıdan her an girebilir. | Open Subtitles | الآن ، في أى ثانية قد تتواجد مجموعة أخرى من السفهاء عبر ذلك الباب ، تلك المرة بحوذتهم شارات |
"Sabaha kadar şu kapıdan girdiğini... "görürsem seni gebertirim." | Open Subtitles | "ولو دخلت عبر ذلك الباب قبل فجر الغد فسأرديك بالرصاص" |
Kararsızsın. Çık şu kapıdan git. | Open Subtitles | أنت--لديك أفكار ثانية ستمشي خارجا عبر ذلك الباب |
Cece her an şu kapıdan girebilir. | Open Subtitles | سيسي ستلج عبر ذلك الباب في أي لحظة |
Cece her an şu kapıdan girebilir. | Open Subtitles | سيسي ستلج عبر ذلك الباب في أي لحظة |
Açıkçası şu kapıdan çıkıp da bir daha dönmemek ve başka bir yerde yeni bir başlangıç yapmak için her şeyi verirdim. | Open Subtitles | بصراحة, أنا مستعد لتقديم أي شيء لأخـــرج عبر ذلك الباب ولا أعود إلى هُنا مرّة أخرى، لأبدأ من جـديد في مكان آخر، مكان جديد. |