| bu yoldan kaçmamız için bizi ikna etmeye çalıştı ama kimse gitmek istemedi. | Open Subtitles | حاول إقناعنا بالهروب عبر هذا الطريق. لكن لا أحد كان راغب بالمغادرة. |
| Ordun ne kadar büyük olursa olsun bu kapıya saldıracaksan, bu yoldan yapmak zorundasın. | Open Subtitles | لا يهم حجم قوتك هنا إذا كنت ستهاجم فعليك أن تفعل ذلك عبر هذا الطريق |
| Efendim, bu yoldan sık sık geçer misiniz? | Open Subtitles | هل سافرت عبر هذا الطريق من قبل؟ |
| Bu yolu yüzlerce kez gidip geldim. Carla haklıysa, burası en uygun yer. | Open Subtitles | لقد قدتُ عبر هذا الطريق مِئات المرات إذا كانت كارلا مُحقة فسيكون هو |
| Bu yüzden düşündüm ki, belki de, her gün eve bu yoldan geldiği için belki onu gören birileri vardır. | Open Subtitles | ظننت إنها ربما ...جاءت عبر هذا الطريق وربما رأها أحدكم في طريق عودتها للمنزل |
| Asla bu yoldan ulaşamayacağız. | Open Subtitles | لن نصل عبر هذا الطريق أبداً. |
| Konvoy Suvarov'u şehir merkezindeki bu yoldan götürecek. | Open Subtitles | الموكب سوف يأخذ (سوفاروف) عبر هذا الطريق |