| Öldükten sonra vücudunu çürümeden koruması onu bir dahi yapmaz. | Open Subtitles | فقط لأن رجل أحتفظ بجسمه بعد موته لا تجعله عبقريا |
| dahi misin yoksa üçkağıtçı mı, her ne haltsan bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف إن كنت عبقريا أو أحمق أو أيا كان |
| Kurşunların nereden geldiğini anlamak için dahi olmanıza gerek yok. | Open Subtitles | لا يتطلّب الأمر أن تكون عبقريا كي تكتشف مصدر الرصاص |
| O bir dahiydi. Yeni bir anatomi parkı kurabilecek tek kişiydi. | Open Subtitles | لقد كان عبقريا ، الشخص الوحيد اللذي بإمكانه إنشاء حديقة جديدة |
| Baba ters psikoloji kullanman çok zekiceydi! | Open Subtitles | أبي كان هذا عبقريا أن تستعمل علم النفس العكسي |
| Ve bu da var; kimse dâhi olmak zorunda değil, ama herkes katılmak zorunda. | TED | على سبيل المثال: لا أحد ملزم أن يكون عبقريا. لكن الجميع ملزم بالمشاركة. |
| CA: Napster-sonrası, bir dahi olarak gözüktün, zaten. | TED | ك أ: أنت تبدو عبقريا فى الواقع, و لهذا أيضا. |
| Neyse, "Bay Brady, dedim, ben sizin gibi dahi değilim ama bir gün benimle gurur duyacaksınız. | Open Subtitles | قلت، سيد برادي، أنا لست عبقريا مثلك لكن في احد الأيام سوف تكون فخورا بي |
| Neyse, kaç kişi bir dahi yetiştirdiğini söyleyebilir? | Open Subtitles | لم تكن ضربة قوية , لا تتصرف كالعاهرات بالمناسبة , شيرمن كم عدد الناس الذين يستطيعون القول بأنهم نشأوا عبقريا |
| Bir anda kafama dank etti. dahi olmaya filan da gerek yok. | Open Subtitles | ثم أتتني الفكرة فجأة وصدقيني، أنا لست عبقريا |
| Bu muhabbet bitmiştir. dahi değilim, ancak, buraya gelip, element artıkları var mı diye su birikintisini inceliyorsunuz. | Open Subtitles | لا هذه المناقشة منتهية لست عبقريا لكن , تاتون هنا وتفحصون |
| Şifreleri kırmakta bir dahi olduğunu ta ki şifreler seni bir yumurta gibi kırıncaya kadar. | Open Subtitles | كنتَ عبقريا في فك الشفرات حتى تسببت الشفرات في الذهاب بعقلك |
| Harika cocuk gibi dahi olmadigimi biliyorum, ama poker Blackjack degildir. | Open Subtitles | اسمعي اعرف انني لست عبقريا مثل الصبي الخارق هنا لكن البوكر ليست كلعبة بلاك جاك إنها عن الخداع |
| Asla sırf kaçırılsın ve aptallar tarafından büyütülsün diye bir dahi dünyaya getirmenin nasıl hissettirdiğini anlayamayacaksın. | Open Subtitles | , لن تعرفون أبدا كيف يبدو أن تلد عبقريا فقط لخطفه أو تربيته من قبل حمقى |
| dahi olmamana rağmen olayı çözdün, aferin. | Open Subtitles | حسنا، أنت ترد عليها، و لم تكن حتى عبقريا. |
| O bir dahiydi ama sonra ayakkabı bağlamayı bile unutmuştu. | Open Subtitles | لقد كان عبقريا لكنه كان مهملاً |
| Philip bir dahiydi, ancak her şeyi bunun için feda ettik. | Open Subtitles | (فيليب) كان عبقريا و لكن ضحيّنا بكل شيء من أجل هذا. |
| O bir dahiydi. | Open Subtitles | .لقد كان عبقريا |
| Çok zekiceydi. | Open Subtitles | كان ذلك عبقريا أنت قتلتها، |
| Her söylediğimi bilseydim dâhi olurdum. | Open Subtitles | لو كنت اعرف دائما ما اعنيه, لأصبحت عبقريا |
| Tesla bir dâhiydi, çünkü daha kimse Dünya'nın fiziğini ve bugün iyonosfer dediğimiz şeyi bilmiyorken hatta anlayamamışken ki iyonosfer dediğimiz şey, yerin 80 kilometre yukarısında iyonlaşmış parçacıklardan oluşan bir katmandır o bunu idrak etmişti ve bunu çeşitli yeni kavramları türetmekte kullanmaya çalışmıştı. | Open Subtitles | تيسلا كان عبقريا لانه قبل اي شخص اخر كان هو من فهم فيزياء الارض او ما نعرفه اليوم ب الغلاف الأيوني |
| Günde bir milyon defa sözü için hakkını vermeliyim, dahiceydi. | Open Subtitles | يجب أن أقر لك قول موضوع مليون مرة في اليوم يعرفكم معنى العائلة كان هذا عبقريا |