| Ev yandıktan sonra çocuğu bir sonraki sabah tamamen yaralanmamış şekilde bulmuşlar. | Open Subtitles | وعقب احتراق المنزل، عثروا على الصبي في اليوم التالي، لم يمسسه أذى. |
| Düşünceleri için mükemmel panzehiri bulmuşlar ve gerçek inanca talep olan zor zamanların sığınağını. | TED | عثروا على المضاد اﻷمثل للفكر والملجأ اﻷمثل للمطلب اﻷصعب للايمان الحقيقي. |
| Tam sonsuza kadar yalnız kalacaklarını düşündüklerinde, annelerini bu ağacın altında uyurken buldular. | Open Subtitles | وعندما اعتقدوا انهم سيظلون بمفردهم للأبد عثروا على والدتهم نائمةً تحت هذه الشجرة |
| Ajanlarımız dün gece mağazasında gizli bir oda tespit ettiler ve bunu buldular. | Open Subtitles | غملائنا عثروا على غرفة سرية في .متجره ليلة أمس و عثروا على هذا |
| Sersemletici, çünkü; İsviçreli astronomlar Jüpiter benzeri bir gezegen bulduklarını iddia ettiler. | Open Subtitles | مذهل لأن السويسريين ادعوا أنهم عثروا على كوكب يشبه المشتري |
| Çocuklarım bu bebeği nehirde bulmuş Yüce Aldwin | Open Subtitles | أولادى عثروا على هذه الطفلة بجانب النهر,يا سيدى. |
| Kanyona gömdüğümüz adamları bulmuşlar. | Open Subtitles | لقد عثروا على الرجال الذين قمنا بدفنهم فى الممر. |
| Sümüklüler bir gramofon bulmuşlar, pikaplardan biri de sağlam. | Open Subtitles | هؤلاء الحمقى عثروا على آلة تسجيل واسطوانة واحدة سليمة |
| Adamlarım çakılan uçağın oradan geçerken, üçünüzü bilinçsiz olarak bulmuşlar. | Open Subtitles | رجالى تتبعوا أثر حطام الطائرة ثم عثروا على ثلاثتكم فاقدى الوعى |
| Elbisesinde işaretler olan bir beyaz adam cesedi bulmuşlar. | Open Subtitles | يقول إنهم عثروا على جثت رجل أبيض لديه شعار على جيبه |
| Garajlarında mahsur kalmış yaşlı bir çift bulmuşlar bu sabah. | Open Subtitles | عثروا على عجوزين عالقان بمرآبهما صباح اليوم |
| Kayıtlarda ismini buldular. Daha önce de hapse girmiş. | Open Subtitles | عندما بحثوا عن اسمه عثروا على سابقة كان هناك من قبل |
| Kotlarda patlayıcı mı buldular ? Bunu kimse istemez. | Open Subtitles | عثروا على متفجّرات داخل سراويل الجينز، هذا ليس جيّداً، لا يريد النّاس متفجّرات فى سراويل الجينز |
| Muhtemelen burayı buldular ve burada hayatta kalabileceklerini biliyorlardı. | Open Subtitles | لقد عثروا على هذا المكان على الأرجح، و عرفوا أنهما يمكنهما العيش به. |
| Talon'ın dışında babasının arabasını terk edilmiş olarak buldular. | Open Subtitles | لقد عثروا على سيارة أبيها مهجورة بخارج التالون |
| Tamam, EMP'yi buldular. Engellemeye çalışacağım. | Open Subtitles | حسناً، لقد عثروا على القنبلة، سأحاول إيقافها |
| Ama kundaklama müfettişleri olay mahallinde çakmak gazı bulduklarını söylediler. | Open Subtitles | لكن فى تحقيقات الحريق أنهم عثروا على آثار لسائل قابل للاشتعال في مسرح الجريمة |
| Bizimkiler Bob'un tabancasının geri kalanını bulmuş diye duydum. | Open Subtitles | هاي لقد سمعت أن رفاقنا عثروا على بقية قطع غيار بندقية بوب |
| Bu Marslı bir arkeologdu ve insanların atış yapmak için kullandığı hedef çizelgeleri buldu. | TED | وكان هذا المريخي عالم آثار، وأنهم عثروا على النقاط، النقاط المستهدفة، التي قام الناس بإستخدامها لإطلاق النار عليها. |
| Yerel köpekleri bulan insanlardan yaklaşık 30 telefon aldık ama hiçbiri buralı değil. | Open Subtitles | فقد وردنا 30 مكالمة من أشخاص قد عثروا على كلاب محلية، لكن الأمر هو المكالمات التي وردتنا لم تكن محلية. |
| Ölümsüzler, bizi Derin Karanlığa sürgün etmek için doğru kelimeyi bulmuştu. | Open Subtitles | الإترنلس عثروا على الكلمات المناسبة لإبعادنا إلى الظلام العميق |
| Dur biraz, evini aradıkları sırada oyuncak havyanlar buldukları oldu mu? | Open Subtitles | ، انتظر ، عندما فتشوا منزله هل عثروا على حيوانات محنطة ؟ |
| Buffalo Bill'i ismiyle tanıt ve kız zamanında bulunursa... | Open Subtitles | اخبرنى باسم بيل الثور فاذا ما عثروا على الفتاة فى الوقت المناسب |
| Haydi, acele et. Gerçek ailesi bulundu. | Open Subtitles | هيا , أسرعي لقد عثروا على والديه الحقيقيين |
| Bu film çekildiği sırada, kaybolan kadın mahkumlara ait... cesetleri, çölün başka... bir bölümünde bulmuşlardı. | Open Subtitles | لقد عثروا على جثة أثناء تصوير هذا الفيلم انها تعود الى سجينة كانت جثتها مفقودة في الجزء الآخر من الصحراء |