| - Anlıyorum. Smash Williams gibi bir "koşucu"su var. Düşünmüyorum ki... | Open Subtitles | لديه عدّاء يجري للوراء، سماتش ويليامز لا أعتقد أنه داخل الخطّة |
| Eğer, bir üçüncü koşucu izleri takip etmek isterse, o da kendine özgü, tamamen farklı bir iz bırakır. | Open Subtitles | وعندما بحاول عدّاء ثالث محاكاة خطواتهما فإنه لابد وأن يترك أدله على نفسه كذلك ولكن بطريقة أخرى |
| Her koşucu bir izleme cihazı takıyor böylece onları takip edebiliyorsun, belirli kontrol noktalarını ne zaman geçtiğini görebiliyorsun. | Open Subtitles | كل عدّاء يحصل على رقاقة مراقبة، تمكنك من مراقبته على الإنترنت عندما يمرون من نقاط معينه. بارني يملك رقاقتي في حذائه |
| Şu işi resmileştirelim. Yarından itibaren, koşucusun. | Open Subtitles | لذا فلنجعل الأمر رسميّاً أنتَ عدّاء ابتداءً مِن الغد |
| Dünyanın en hızlı maraton koşucusu olmana gerek yok, sadece kendi imkansızlıkların, onları gerçekleştir. Bu da bebek adımlarıyla başlar. | TED | ليس عليك أن تكون أسرع عدّاء في العالم. فكر بما يمكنك تحقيقه، وابدأ تلك الخطوات الصغيرة. |
| Başkan Huang'ın olağanüstü cesaret isteyen bir ayak işi! | Open Subtitles | السيّد (هوانغ) عدّاء بشجاعة إستثنائية! |
| Koşucuyum. | Open Subtitles | أنا عدّاء |
| Yarışta dört ayaklı bir koşucumuz var. | Open Subtitles | عدّاء في هذا السباق بأربع أرجل" |
| Hızlı koşuyormuş. | Open Subtitles | عجباً . إنه عدّاء سريع |
| Amacın birinci bölge oyuncusuna aşağıdan koşucu oraya varmadan topu güzelce atmak. | Open Subtitles | ستصوّب إلى الجزء السفلي لقفاز لاعب القاعدة الأولى مع معايرة عدد الخطوات قبل وصول عدّاء القاعدة، أفهمت؟ |
| Ceset, dün gece karaya vurmuş. Bu sabah bir koşucu bulup, haber vermiş. | Open Subtitles | لقد إغتسلت هنا في وقت ما الليلة الماضية وعثر عليها عدّاء هذا الصباح ، وقام بالإتّصال |
| Amerikalı bir koşucu ön saflara sıçrıyor. | TED | يقفز عدّاء أمريكي باتجاه المقدمة، |
| Güneş doğduktan kısa süre sonra bir koşucu tarafından oyun demirlerine asılı olarak bulunmuş. | Open Subtitles | من عدّاء كان يجري ببطء بعد الفجر مباشرة |
| Geriye de dönemiyordum çünkü bir koşucu kayıp at piseksliğine düşmüştü. | Open Subtitles | وكنت محتنقة جداً/جنس ، لكن لا يمكنني الإلتفاف لأن هناك عدّاء زلق ووقع في براز حصان/جنس |
| koşucu 2. kaleyi geçip 3.'ye doğru koşuyor. | Open Subtitles | عدّاء على قاعدة المرّات الثانية الثالثة الماضية! |
| Üretmeyi boş ver. Bu at tam bir koşucu. | Open Subtitles | انسى الإنتاج ، هذا المهر عدّاء |
| Yüz üstü düşene kadar senin koşucu olmak için yaratıldığını sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت لوهلة أنّك تملك ساقَيّ عدّاء... -إلى أنْ تمرّغ وجهك بالتراب |
| Ahbap, sen müthiş bir koşucusun. | Open Subtitles | يا رجل، أنت عدّاء رائع |
| Çalışamam. Bu akşam maraton koşucusu gelecek. | Open Subtitles | لا أستطيع, لديّ عدّاء الماراثون ذاك والذي سيأتي الليلة |
| Bir ayak işi. | Open Subtitles | عدّاء. |
| Koşucuyum da. | Open Subtitles | أنا عدّاء |
| Görünüşe göre bir koşucumuz var. | Open Subtitles | يبدو أننا لدينا عدّاء |
| At resmen topuklarcasına koşuyormuş. | Open Subtitles | . هذا الحصان عدّاء لعين |
| Bana ihtiyacın olursa, Delamere'e haberci gönder. | Open Subtitles | إذا أحتجتيني، أرسلي عدّاء لإيجاد (ديلامير) |