| Tamam, ben yukarıdaki işleri idare edeyim. Kocama işkence ettim... | Open Subtitles | حسناً، سأذهب لأتعامل مع الفوضى الموجودة بالأعلى. لقد عذبت زوجي، |
| Zavallı çocuğa işkence ettim çünkü karizma olduğumu düşünmesini istedim. | Open Subtitles | لقد عذبت ذلك الولد المسكين بسبب أني أردت من أن يعتقد بأني شخص رائع |
| Beynime işkence edip küçük gri hücrelerime acımasız davrandım. | Open Subtitles | لقد عذبت دماغي لقد وترت خلاياي الرمادية الصغيرة بلا رحمة |
| Eğer teselli edecekse, çok güçlü biri tarafından işkence edilmişe benziyorsun. | Open Subtitles | عزائك الوحيد هو أنك عذبت بواسطة امراءة تفوقك حجماً و أكبر منك |
| Ailesine veda telefonu açmaya zorlanmadan önce işkenceye uğramış, taciz edilmiş ve elektrik verilmiş. | Open Subtitles | من الواضح أنا عذبت تم الاعتداء عليها جنسيا ،وكهربت قبل أن يتم إجبارها على القيام برسالة هاتفية لوداع والديها |
| Masum insanlara eziyet edip onları idam ettirdiniz. | Open Subtitles | لقد عذبت وأعدمت الأناس الأبرياء |
| Ama bir saat önce, çipi isteyen bir adam tarafından yakalanıp işkence edildim. | Open Subtitles | ولكن منذ ساعة لقد عذبت من قبل رجال كانوا يريدون الشريحة |
| Ama ona korkunç şeyler söylerdim. İşkence ederdim. | Open Subtitles | لكن يا إلهي كنت أناديها بأفظع الأشياء، لقد عذبت هذه الفتاة |
| Geceleri hâlâ seslerini duyduğum daha önce işkence yaptığı diğer kişiler gibi, ona da işkence yaptım. | Open Subtitles | عذبته كما عذبت الكثيرين رجال كثيرين أصواتهم تطاردني و أنا نائم |
| Geceleri hâlâ seslerini duyduğum daha önce işkence yaptığı diğer kişiler gibi, ona da işkence yaptım. | Open Subtitles | عذبته كما عذبت الكثيرين رجال كثيرين أصواتهم تطاردني و أنا نائم |
| Bir galaksi dolusu masum insanın nesiller boyunca köleleştirilip, işkence görmesi, şimdi de bir hiç uğruna yok edilmek üzere olması. | Open Subtitles | أقصد , مجره بأكملها من الناس الأبرياء أُستعبدت و عذبت لأجيال الآ وجود على حافة تجطمه، بدون مقابل ؟ |
| Kendime işkence ediyordum! Seni komaya soktuğumu sandım! | Open Subtitles | ولقد عذبت نفسي و اعتقدت انني اذهبتك بغيبوبة |
| O kumsaldaki insanlara, hayatında kaç kişiye işkence yaptığını tam olarak ne zaman söyleyeceksin? | Open Subtitles | كم مر قبل أن تخبر من على الشاطئ كم شخصاً عذبت في حياتك؟ |
| Hayvanlara işkence eden aynı ellerin, senin bedenine de dokunduğunu söyle. | Open Subtitles | نفس اليد التي عذبت الحيوانات قامت بلمس جسدك |
| Cadı Darvolya'nın mektupları sapkın kitaplar ve son olarak kızlara işkence yaptığı kafes de bulundu. | Open Subtitles | بالاضافة الى رسائل من الساحرة دراوفيلا وكتب الهرطقة وأخيراً القفص الذي عذبت فيه الفتيات |
| Babamın nereye gittiğini öğrenmek için, bir tanesine işkence yaptım bile. | Open Subtitles | و قدّ عذبت أحدهم ليخبرني بالمكان الذي قصده والدي. |
| Anne, yerini isteyerek filan söylemedim. İşkence gördüm. | Open Subtitles | لا يبدوا وكأنني أردت التخلي عنه لقد عذبت |
| İnsanlık dışı muamele bu. Babana işkence etmişsin! | Open Subtitles | لقد كان ذلك علاج غير أنساني أنت عذبت والدك |
| Her günümü ona işkence ederek geçirdim. | Open Subtitles | كلا ، هذا لا يُعقل ، لقد عذبت هذا الفتى كل يوم من حياتي. |
| Ben insanlara işkence yaptım ve neredeyse en yakın arkadaşlarımı öldürüyordum. | Open Subtitles | أنت أيضا ضحية عذبت ناسا وكدت أقتل أعز أصدقائي |
| Operasyon merkezinde saatlerce işkenceye uğradım da, ...ABD Başkanı'nın emriyle. | Open Subtitles | لقد عذبت لعدة ساعات بأمر من رئيس الولايات المتحدة |
| Bir hafta kadar kendime eziyet çektirdim. | Open Subtitles | عذبت نفسي بعدها بأسبوع |