| Sizi buraya kadar getirttiğim için üzgünüm; ama sanırım hallettim. | Open Subtitles | عذراً على استدعائكما هنا الوضعية ممسوك بزمامها. |
| Birinin yoga pantolonuna girmeni böldüğüm için üzgünüm. | Open Subtitles | عذراً على المقاطعة إنك ترتدي بنطال اليوغا لأحدهم |
| Rahatsız ettiğim için üzgünüm ama kardeşimle bir fotoğrafınızı çekebilirmiyim? | Open Subtitles | عذراً على إزعاجك أتمانع في أن ألتقط صورة لك مع أخي؟ |
| Sözünüzü kestiğim için özür dilerim. Scotland Yard'dan iki bey sizinle görüşmek istiyor. | Open Subtitles | عذراً على المقاطعة , اثنان من السادة من اسكتلندا يريدونك في كلمة |
| Ortağını aradığım için özür dilerim, ama sanırım bir şekilde numaranı yanlış almışım. | Open Subtitles | عذراً على الاتصال بمعاونك، لكنني أخطأت تدوين رقمك |
| Sorduğum için kusura bakmayın, böyle bir yere parası nasıl yetti? | Open Subtitles | عذراً على السؤال، لكن كيف إستطاع تحمل نفقة شيء كهذا؟ |
| Tekrar rahatsız ettiğimiz için üzgünüz, telefonunuzu kullanabilir miyim acaba? | Open Subtitles | عذراً على إزعاجك سيدتي، هل يمكنني استعمال هاتفك؟ |
| Davetsiz geldiğim için üzgünüm. Seninle konuşmak istediğim bir konu vardı. | Open Subtitles | عذراً على الإزعاج، لكن أريدُ مناقشةَ أمرٍ معكِ. |
| Güvenlikten geçtiğimiz için üzgünüm. Biz iyi adamların da geçmesi gerekiyor. | Open Subtitles | عذراً على جعلك تمر بأنظمة الأمن، لكن حتى على الأخيار فعل ذلك. |
| İşe dönmem gerek. Rahatsız ettiğim için üzgünüm. | Open Subtitles | عليّ العودة إلى العمل، عذراً على إزعاجكِ. |
| Acele çağrı için üzgünüm, ama sizi görmek şeref verici. | Open Subtitles | عذراً على حضورك بسرعة لكن وجودك يشرفنا |
| Hoşça kal Pindepis. Bitkin için üzgünüm. | Open Subtitles | وداعاً بينبديبس عذراً على النبتة |
| Seni yanlışlıkla dondurduğum için üzgünüm Yengeç. | Open Subtitles | اوه ,عذراً على هذا الخطأ الغير مقصود |
| Sohbetinizi böldüğüm için üzgünüm, Mannix. | Open Subtitles | عذراً على مقاطعة اجتماعكم، أيّها الرجال |
| Millet, böldüğüm için özür dilerim. Herkese elveda demek istemiştim. | Open Subtitles | مرحباً يا رفاق، عذراً على المقاطعة أردتُ توديع الجميع |
| O kötü mektup için özür dilerim. | Open Subtitles | عذراً على الرسالة التافهة لا أجيد التوديع |
| Rahatsız ettiğim için özür dilerim. Koridorda sizinle derhal konuşmakta ısrar eden bir kadın var. | Open Subtitles | عذراً على الإزعاج، هناك امرأة تصرّ على التحدّث معكِ بالقاعة |
| Böldüğüm için kusura bakmayın. Belgeleri imzalama şansı buldun mu acaba? | Open Subtitles | عذراً على المقاطعة هل قمت بتوقيع الأوراق؟ |
| Rahatsız ettiğim için kusura bakmayın. Güneş gözlüğümü burada mı bıraktım? | Open Subtitles | عذراً على المقاطعة هل نسيت نظاراتي الشمسية هنا؟ |
| Biz kaçalım artık. Gecenizi mahvettiğimiz için üzgünüz. | Open Subtitles | حسناً، لقد انتهينا، عذراً على إفساد أمسيتكما |
| Seni rahatsız ettiğimiz için özür dileriz. Sadece bu mahalleyi korumaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | عذراً على إزعاجكِ، نحن نحاول إبقاء هذا الحيّ آمناً. |
| Kıçını patakladığımız için kusura bakma, koç. | Open Subtitles | عذراً على التغلّب عليكم أيّها المدرّب |
| Bu sahte yosma... dilimin kusuruna bakmayın. ...bana kendisini siz gibi tanıtıp beni tuttu. | Open Subtitles | هذه المرأة التافهة، عذراً على التعابير، أخبرتني بأنها أنتِ حين استأجرتني. |