"عذرًا" - Translation from Arabic to Turkish

• Affedersiniz
• Pardon
• Üzgünüm
• Affedersin
• bahane
• Özür dilerim
• Anlamadım
• Efendim
• Kusura bakmayın
• Afedersin
• Kusura bakma
• Anlayamadım
• İzninizle
• mazeret

Affedersiniz yüzbaşı ama oldukça farklı bir aksanınız var. Nerelisiniz?
عذرًا أيّها النقيب لكنّ لهجتكَ غريبة جدّا

Pardon, Beni aile kahvaltısına davet ettiğinde daha çok "aile üyeleri"
عذرًا ، لكنني افترضت عندما دعوتني للإفطار العائلي

Aynı şeyleri bir daha yaşayamam. Üzgünüm.
لا أستطيع خوض غمار تلك التجربة مجددًا عذرًا

Affedersin ama buradan havuza gitmek yarım saat sürer.
عذرًا ولكن يستغرف الطريق نصف ساعة من هنا إلى المسبح

Ama ne kadar sarhoş olurlarsa olsunlar bu yaptıklarına bir bahane değil.
،ولكن مهما وصلوا من مرحلة الثمالة فإن ذلك لا يكون عذرًا لتصرّفاتهم

Seni rahatsız ediyorsam çok Özür dilerim, ama ama bunu bir süreliğine açık bırakmam gerekiyor biliyor musun?
عذرًا لإزعاجك لكنني مضطر إلى تركه شغالاً لبعض الوقت

- Anlamadım? - Bunu yapamazsın Derek.
ـ عذرًا ..ـ (ديريك) لا يُمكنكَ

Affedersiniz hanımefendi ama ben işe başladığımda siz çoktan giriş yapmıştınız.
استميحكِ عذرًا يا سيدتي، ولكنكم كنتم بالفعل هنا عندما بدأت

Affedersiniz, çok özür diliyorum.
عذرًا ، أنا آسف ، لم أفعل هذا الأمر من قبل مع المشاهير

Affedersiniz, Majesteleri.. ..ziyaretçiniz var..
أستميحكِ عذرًا يا صاحبة السموّ، لكن لديكِ زائرٌ.

Pardon. Bakar mısınız?
كانت معي عندما غادرت متجر الحلوى عذرًا ، لو سمحت عذرًا

Pardon, neyle başladığını söylemek doğru olurdu?
استمحيك عذرًا, ما الذي سيكون من الصحيح أن نقول أنه بدء؟

Babana çekmiş olmalısın. Pardon.
حتمًا ورثت صفات أبيك أستميحك عذرًا

Böldüğüm için Üzgünüm. Gitsem iyi olacak.
عذرًا على قطع حديثكما، من الأجدر أن أغادر

Üzgünüm dostum.
عذرًا اعتقدت أننا جمعنا شيء في ساحة الجامعة

Affedersin Will. Web sitende görmen gereken bir yorum var.
عذرًا, ويل, هناك تعليق على الموقع أنت بحاجة لمشاهدته.

Bunu açmam lazım. Affedersin.
يجب أن أرد على هذه المكالمة، أستميحكِ عذرًا.

Ciddi olun ya da olmayın bu iyi bir bahane oluşturuyor.
،سواء كنت جاد أم لا ما قلته يشكّل عذرًا جيدًا

Sizi beklettiğim için Özür dilerim fakat hasat zamanı ve Kule için vergimizi hazırlamalıyız.
عذرًا لتأخري عليكم لكنه وقت الحصاد ويجب أن نجهّز الإتاوة للبرج

Anlamadım.
عذرًا ؟

Kusura bakmayin Efendim ama baska bir beyin ölçüleri aliniyor.
عذرًا يا سيدي، ولكن هناك رجلُ نبيل يقم بالقياس بالداخل

Kusura bakmayın Efendim ama başka bir beyin ölçüleri alınıyor.
عذرًا يا سيدي، ولكن هناك رجلُ نبيل يقم بالقياس بالداخل

Afedersin. Benim hatam.
عذرًا , انظر , إنها غلطتي.

Kusura bakma, beni aile kahvaltısı için davet ettiğinde daha fazla... aile bireylerinin olacağını sanmıştım.
عذرًا ، لكنني افترضت عندما دعوتني للإفطار العائلي فسيكون هناك المزيد من التشارك الأُسري

Kusura bakmayın. Anlayamadım.
عذرًا سيدي عضو المجلس، لا أفهمك.

İzninizle, kardeşim geldi.
عذرًا ، هذا أخي

Parlak elbiseler giymesi için ve sihirli değnek taşıması için harika bir mazeret oldu.
و هذا أعطاها عذرًا من أجل ارتداء ثوب لامع وحمل عصا سحرية.