| Bana içinde çırılçıplak insanların bulunduğu komik filmler gösterdi. | Open Subtitles | شاهدت معه افلام مضحكة لأشخاص عراة بالكامل |
| Bencildiler, hırsızdılar, adamlara tecavüz edip onları çırılçıplak gönderiyorlardı ve adaletsiz mahkemeler kuruyorlardı. | Open Subtitles | لقد كانوا أنانيون ، إعتادوا السرقة و إعتادوا الإغتصاب و كانوا يرسلون الرجال عراة و إعتادوا إقامة محاكم غير عادلة |
| David Sedaris, en sevdiğim yazarlardan biri ve bu koleksiyonla aynı adı taşıyan deneme yazısı bir çıplaklar kampına yaptığı gezi ile ilgili. | TED | ديفيد سيداريس هو أحد الكتاب المفضلين لدي، والمقالة الأساسية في هذه المجموعة هي حول رحلته إلى مملكة عراة. |
| Ünlü bir çıplaklar kampı olduğu yazıyor. | Open Subtitles | هممم . تَقُولُ هنا في هذه البلدةِ .فيه شاطئ عراة مشهور |
| Biz çıplağız ve etrafta bir sürü köpek var. | Open Subtitles | نحن عراة وهناك الكثير من الكلاب هنا |
| Tüm kurbanlar çıplaktı ama cinsel bir saldırı kanıtı yoktu. | Open Subtitles | كل الضحايا كن عراة , لكن لاتوجد اشارات على الاعتداء عليهن جنسيا |
| Sanki, neredeyse müziğin ritmine göre dans eden, çıplak, coşkulu vücutları görebiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني رؤيتهم عراة يرقصون على الإيقاع هل هُم هكذا في الكنسية أيضًا؟ |
| İnsanların bizi, sadece çıplakken ayırt edebileceğini farkettik. | Open Subtitles | أدركنَا بأنّ الناسِ يُمْكِنُ أَنْ يَستعملوا فقط هم لإخْبارنا على حِدة إذا نحن عراة. |
| Gölde çırılçıplak yüzdüğümüz ana kadar durmayı düşünmüyorum. | Open Subtitles | أنا لا أرغبُ بالتوقف حتى نصبِح عراة في تلكَ البحيرة |
| Kulübün ortasındaki bir koltukta çırılçıplak otursaydınız hatırlardım. | Open Subtitles | أترى , كنت لأتذكر أن تكونوا عراة على أريكتك في منتصف النادي |
| Custer'ın 7. bölüğü 2. süvari birliğinin bir çoğu tamamen çırılçıplak ve delik deşik edilmiş bir şekilde bulundu. | Open Subtitles | الأغلبية في اللواء السابع فرقة الخيالة الثانية، وجدوهم عراة وكلهم ممزقين من الداخل |
| Millet ortada dolanıp, çırılçıplak dans ediyordu çamurun içinde. | Open Subtitles | واستمروا الناس بالمشي حول المكان كانوا يرقصون عراة كلياً وملطخين بالطين |
| Etrafta her şeyleri meydanda, çırılçıplak dolaşıyorlar. | Open Subtitles | تعلمون ، أنهم يسيرون عراة ويقدمون أنفسهم فحسب |
| Ortalıkta, irade gücü ve hafızası olmayan çıplaklar topluluğunu dolaştıran sensin. | Open Subtitles | أنت تلقين بقوالب من الحجارة الذين هم بدون قوى وبدون ذاكرة ويمشون عراة |
| Ve hafta sonunu çıplaklar kampında geçirmeyi planlıyor. | Open Subtitles | وهي تخطط لقضاء كل نهاية الاسبوع في جماعة عراة |
| Bu resim adanın öbür tarafındaki çıplaklar kampından. | Open Subtitles | هذه لوحة لشاطىء عراة على الطرف الاخر من الجزيرة |
| Evet. Plan bu. Sonuç olarak tamamen çıplağız. | Open Subtitles | لا هذه هي الخطة أعني أننا عراة بالكامل |
| Her bir resmimizde ya içki ve sigara içiyoruz ya da çıplağız. | Open Subtitles | كل صورة لنا إما نشرب أو ندخن أو عراة |
| Peki, neden çıplağız ve pislikle kaplıyız? | Open Subtitles | ولماذا نحن عراة ومغطون بالفضلات؟ |
| Adem ve Havva çıplaktı. | Open Subtitles | آدم وحواء كانوا عراة |
| Bu dünyadan tıpkı geldiğimiz gibi çıplak ve yalnız olarak ayrılacağımız söylenir. | Open Subtitles | يقولون بأنّنا نترك هذا العالم بنفس الطريقة التى نأتى بها عراة ووحيدين |
| Bazı adamlar çıplakken daha iyi gözükürler. | Open Subtitles | لأن هنالك أشخاص معينين يبدون أجمل وهم عراة |
| Evet, soyunup hep birlikte eğlenelim. | Open Subtitles | أجل، أرغب بأن يصبح جميعاً عراة وثم نحتفل |
| - çıplak dans ediyorlarmış. - çıplak? | Open Subtitles | في جوف الليل وهم يرقصوا عراة هناك |
| Çıplaktık, bağırıyorduk, küçük adalara yarışıyorduk. | Open Subtitles | عراة,صارخين, يتسابقون نحو الجزر الصغيرة. |
| Beyler, belki... belki üstsüzler üstsüzlere karşı oynamamalıyız. | Open Subtitles | يارفاق، ربما .. ربما ليس بإمكاننا أن نلعب عراةً ضد عراة |