| Demek tahtımı çalabileceğini sanan orman faresi buymuş. | Open Subtitles | إذاً , هذه هي فأرة الغابة الصغيرة التي تعتقد أنها تستطيع سرقة عرشي |
| Benim tahtımı gaspeden bu iğrenç herifi devirmenin yollarını biliyorum. | Open Subtitles | لدي طرق مختلفة للقضاء على مغتصب عرشي كما يقضي المرء على عنكبوت |
| Asıl sana dikkat etmem lazım, Denise yoksa tahtımı elimden alacak kişi sen olacaksın. | Open Subtitles | يجب علي أن أبقي عيناي عليكِ دينيس أو ستكونين الشخص الذي سيسرق عرشي مني |
| Söyle, ne zamandan beri kraliyet tahtıma izinsiz yaklaşılıyor? | Open Subtitles | أخبرني، منذ متى كان يمكنك ؟ الإقتراب من عرشي الملكي بدون استئذان ؟ |
| Yani, benim Tahtım. Öldürecek olduğumuz kardeşimin ki değil, öyle değil mi? | Open Subtitles | أعني عرشي أنا ليس أخي, الذي سنقتلة, أليس كذلك؟ |
| Rebecca Logan'ı kap ve tahtımın veliahtı ol. | Open Subtitles | ريبيكا لوجان هنـا و يمكن أن تكوني الوريثة إلى عرشي. |
| Tahtımdan vazgeçtim. Artık Zamunda'nın Prensi değilim. | Open Subtitles | أتخلى عن عرشي من هذه اللحظة لم أعد أمير زاموندا |
| Kesintiler yapılmalı ve... bu da dönen tahtımı silen temizlikçi olmayacağı için... | Open Subtitles | لابد من التقشف ونظرا لان لان يكون عرشي ملمع |
| İskoçya'yı br erkeğin yönetmesini istiyor ki bu da geri dönüp tahtımı korumamı zorlaştırıyor. | Open Subtitles | هو يريد أن يحكم رجلٌ اسكتلندا والذي لا يبشر بالخير بالنسبة لعودتي لتأمين عرشي |
| Vatikan, tahtımı almak için çıkacağım göreve para vermeyi saygılı biçimde reddetti. | Open Subtitles | الفاتيكان رفضوا بان يعطوني التعزيزات لاستعادة عرشي باحترام |
| Beni, tahtımı, geleceğimi kurtarmak için kendi yurttaşına sırtını döndün. | Open Subtitles | انت انقلبت ضد رجل دولتك لتحميني عرشي , مستقبلي |
| Onun intikamını almaya çalışmayı geç annemin adınndan bahsedersem tahtımı kaybetme riskinden söz etmiyorum. | Open Subtitles | لن اخاطر بخسارة عرشي دعينا نحاول ان ننتقم لوحدنا |
| İntikamımı almama yardım edersin ve ben de tahtımı geri aldığımda sana bu buzlu hapisten kurtulman için gereken her kaynağı veririm. | Open Subtitles | ساعدني في الإنتقام وعندما أستعيد عرشي سأعطيك كل الموارد التي تحتاجها لتحرير نفسك من هذا السجن الجليدي |
| Son yıllarda tahtımı kaç kişi istedi bilemezsiniz? | Open Subtitles | أتملك أدنى فكرة عن عدد الأشخاص الذين حاولوا أخذ عرشي على مر السنين؟ |
| tahtıma oturduğumda arkadaşlarımı unutmayacağımı biliyor. | Open Subtitles | يعرف أنني لن انسى أصدقائي عندما أحصل على عرشي |
| Geleceği gördüm ve o gelecekte "hizmetçi" tahtıma oturuyordu. | Open Subtitles | لقد حلمت بالمستقبل وفيه تلك الخادمة كانت تجلس على عرشي |
| "Aday olmak bile benim için büyük bir gurur," yoksa "Zamanı gelmişti, Tahtım nerede?" mi? | Open Subtitles | " إنه لشرف أنني ترشحت " "أو " لقد حان الوقت، أين عرشي ؟ |
| - Biraz kurabiye alacak. - Burası benim bölgem, bu koltuk benim Tahtım. | Open Subtitles | -دعه يأخذ بسكويته هذا عرشي , ملجأي |
| Ve saatler 12'yi gösterdiğinde tahtımın peşindeki ufaklık artık yaşamıyor olur! | Open Subtitles | و عندما تدق عقارب الساعة 00 : 12 هذا الشيء المزعج جداً الذي يريد أن يستحوذ على عرشي |
| Tahtımdan feragat ediyor ve televizyon koltuğuma geri dönüyorum. | Open Subtitles | أنا سأتخلى عن عرشي وأعود إلى كرسي تلفزيوني |
| Ve benimle, hakkım olan taht arasında kimse engel teşkil edemeyecektir! | Open Subtitles | ولا يحولنّ رجل بيني وبين عرشي الشرعيّ |
| Tacımı gasp etti. | Open Subtitles | لقد سلبني عرشي |
| tahtımda gözü olan bu sahtekârı bulun ve bana getirin. | Open Subtitles | اعثروا على مهدد عرشي هذا وأجلبوه لي |
| Ve olur da varisim adını almayı kabul ederse benim gerçek kraliçe olduğumu kendisinin daha zayıf ve ikincil olduğunu resmen itiraf etmiş olacak. | Open Subtitles | في عرشي ويجب ان تقبله وتكون وريثتي وسيعترف بها علنا |