| Altıncı sınıftayken meyankökü ve nane şekerinden periyotlar tablosu yapmıştım. | Open Subtitles | أتعلمون، عندما كنت في الصف السادس صنعت جدول عناصر كامل من عرق السوس وحلوى النعناع. |
| Benim meyankökü ve eski kitaplar gibi koktuğumu söylüyor. | Open Subtitles | تقول إن رائحتي تشبه عرق السوس والكتب القديمة |
| Mary kendi kendine, meyankökü ve eski kitapları gibi kokuyor diye düşündü. | Open Subtitles | قالت في خاطرها بأنه يفوح برائحة عرق السوس والكتب القديمة |
| ekmek kabuğu, kırmızı biberü meyan kökü ve kahve. Çelişkiyi şimdiden görebiliyorsunuz. | TED | القشور، والفلفل الأحمر ، عرق السوس والقهوة. يمكنكم على الفور ملاحظة التناقض. |
| Bir kötü haber de benden. meyan kökü bitmiş. | Open Subtitles | حسناً، لديّ المزيد من الأنباء السيئة، نفد عرق السوس من آلة البيع |
| Ama meyanköklü şeker yemek istiyorsam, neden fasulye şekerlerini yiyeyim ki? | Open Subtitles | ولكن اذا اردت ان أكل عرق السوس لماذا ينبغى عليا ان اتناول الفول السوداني؟ |
| Yanan etinin meyankökü gibi, acilde bulunan antiseptiklerinse yabanmersini keki gibi koktuğunu söylemiş. | Open Subtitles | قال أن رائحة جلده المحروق تشبه عرق السوس ومضادات العفونة بالإسعاف تشبه فطائر العنبية |
| Bir önsezi ile iki erkek, ilaçlı tecavüz ve meyankökü kalıntılarını araştırdım. | Open Subtitles | بناءاً على حدس , انا ادخلت بعض التفاصيل رجلين تاريخ التخدير و الاغتصاب و اثار عرق السوس |
| Senin kanın da hâlâ siyah meyankökü gibi kokuyor. | Open Subtitles | رائحة دمائك ما زالت مثل عرق السوس الأسود. |
| İstediğim kadar meyankökü alabilirim. | Open Subtitles | أستطيع الحصـول على قدر مـا ! أشـاء من عرق السوس |
| Bir paket meyankökü tüm gösteri boyunca sürdü. | Open Subtitles | عملوا كيس من "عرق السوس" يكفيهم العرض بأكمله. |
| Bunu senin için yaptım. İçinde meyankökü var. | Open Subtitles | لقد أعددتُه لكِ يحتوي على جذر عرق السوس |
| Filler, gökkuşakları, meyankökü çubukları... | Open Subtitles | الأفيال، أقواس قزح، أغصان عرق السوس... |
| Bu meyankökü gibi kokuyor. | Open Subtitles | ان رائحتها مثل عرق السوس. |
| meyankökü ailesi. | Open Subtitles | عائلة حلو عرق السوس. |
| Bana meyan kökü alın, size bir öpücük vereyim. | Open Subtitles | اشتروا لي بعضا من عرق السوس وسأعطيكم قبله. |
| Güzel yiyeceklerimiz var. meyan kökü iğrenç. | Open Subtitles | لدينا مقرمشات لذيذة بدلاً من عرق السوس المقزِّز |
| Yasak meyve. Şeytanın Şekeri. Siyah meyan kökü. | Open Subtitles | الفاكهة المحرمة، حلوى الشيطان، عرق السوس الأسود |
| Siyah meyan kökü eski bir kemer, azıcık kedi idrarı. | Open Subtitles | هذا و ذاك، عرق السوس الأسود، حزام قديم والقليل من بول القطط |
| şekerlemeler, kos helvalar,meyan kökü, salam. | Open Subtitles | الحلويات، و الملبسات عرق السوس |
| Yine meyanköklü verme. | Open Subtitles | لا تعطيني عرق السوس مجدداً. |
| meyan kökünü seninle paylaştım ama sen ağlayıp tadının sigara gibi olduğunu söyledin. | Open Subtitles | بالسيجار و "عرق السوس" تشاركت "عرق السوس" معك, لكنك بكيت و قلت ان طعمها كالسيجار |