| Akşam yemeği. İstediğiniz lokantada. | Open Subtitles | عشاءٌ في وسط المدينة في أيّ مطعمٍ تتفقون عليه |
| Geçen seneki o hayır işleri müzayedesinden İki kişilik yemeği. | Open Subtitles | ذلك المزاد الخيري السنة الفائتة عشاءٌ لاثنين |
| Vejetaryen Çin yemeği mi ne yiyecekmişiz. | Open Subtitles | لديَّ موعدُ عشاءٌ مع جويل في الواقع سنحظى ببعضٍ من الطعام الصيني النباتيُّ |
| Samimi bir yemek, sonra bir konser ve parkta havai fişekler. | Open Subtitles | هنا في منهاتن عشاءٌ حميم وبعد ذلك حفلة موسيقية والألعاب النارية في الحديقة |
| Kızlar, siz kalamazsınız.. Bu yemek aile arasında. | Open Subtitles | هيّا يا بنات، ليسَ بإمكانكما المكوث إنّه عشاءٌ عائليّ |
| Ev yapımı yemek olmayacağını biliyorsun. | Open Subtitles | لن يكون هنالك عشاءٌ منزلي، كما تعلم |
| Herşey çok güzel olacak. Harika bir akşam yemeği. | Open Subtitles | ذلك سيكون رائعٌ جداً، سيكون عشاءٌ رائع. |
| Beni bilirsin, üç saatlik devlet yemeği yanlış terörist ihbarı falan, biraz dinlenmek istedim. | Open Subtitles | أنتَ تعرفني... عشاءٌ حكومي لثلاثِ ساعات تهديدٌ أرهابيٌ وهمي، أريد أن أسترخي |
| Henry'nin on dakikaya yemeği var fakat birinci ağızdan duymanı istedim. | Open Subtitles | (هنري) لديه عشاءٌ بعد عشر دقائق ولكني أردتُك أن تسمع منه مباشرةً |
| - Akşam yemeği o zaman. | Open Subtitles | - عشاءٌ إذن، وجبة بالخارج |
| Bilmem,belki seninle bir akşam yemeği. | Open Subtitles | -لا أعلم، ربّما عشاءٌ معكِ . |
| Bölüm yemeği. | Open Subtitles | عشاءٌ في القسم |
| Önce akşam yemeği. | Open Subtitles | عشاءٌ أولاً |
| Bu sadece yemek. | Open Subtitles | إنه عشاءٌ فحسب.. |
| - ...romantik bir yemek mi? | Open Subtitles | عشاءٌ رومانسي! ؟ نوعاً ما- |