| Ertesi akşam Eski sevgilim beni Doğu Köyü'nde küçük bir caz kulübüne götürdü. | Open Subtitles | الليلة التالية، عرفني عشيقي السابق على ملهى لموسيقى الجاز بالقرية الشرقية |
| Bir yıl falan dedin. Şu an gerçekten Eski sevgilim hakkında mı konuşacağız? | Open Subtitles | هل علينا أن نتكلم عن عشيقي السابق الآن ؟ |
| Yok, ben daha çok Eski sevgilim ile dünya güzeli, başarılı ve bilgili sevgilisinin olduğu masa olarak görüyorum. | Open Subtitles | لا, أفضـّل أن أنظر إليها أنها التي بها عشيقي السابق وعشيقته الرائعة المتطورة الناجحة |
| Boş zamanlarımın tümünü eski sevgilime sapıklık yaparak geçirmiyorum. | Open Subtitles | اتعلم, مطاردة عشيقي السابق في الواقع ليس الشيئ الوحيد الذي اقوم به في وقت فراغي |
| Eski sevgilimle zaman geçirmemden hoşlanmayacak. | Open Subtitles | لا يعجبه قضاء وقتي مع عشيقي السابق |
| Eski erkek arkadaşım burada. Beni yalnız görürse ölürüm. | Open Subtitles | عشيقي السابق هنا, إذا رآني لوحدي فسأموت |
| Eski sevgilim de bunu garip bulurdu, ve bu bu harika bir Japon erotik oyun programında yarışmacı olmak gibi değil ki sevişiyoruz burada. | Open Subtitles | عشيقي السابق كان مستغرباً من الأمر, أيضاً ليس كأننا نتنافس على برنامج مسابقات ياباني رائع |
| Eski sevgilim, federal yargıç Eric Jessup'ın fahişelerle seks yaptığını öğrendik. | Open Subtitles | مؤخراً إكتشفت ان عشيقي السابق القاضي "إيريك جيساب" على علاقة ببعض العاهرات |
| Eski sevgilim de oradaydı. | Open Subtitles | وجدتُ عشيقي السابق هناك. |
| Eski sevgilimle görüşmem hoşuna gitmiyor. | Open Subtitles | لا يعجبه قضاء وقتي مع عشيقي السابق |
| Birkaç hafta önce Eski sevgilimle yattım. | Open Subtitles | منذ بضعة أسابيع ، نمتُ مع عشيقي السابق |
| Hayır. Üniversiteden Eski erkek arkadaşım Oscar. | Open Subtitles | لا، إنه في الحقيقة عشيقي السابق من الجامعة (أوسكار) |
| Hayır, bunlar kocam ve Eski erkek arkadaşım. | Open Subtitles | لا، فهذا زوجي و عشيقي السابق |