| Vakaların %60'ında sebep bilinmez, ama kalanların tümör ya da kafa travması gibi organik bir sebebi vardır. | Open Subtitles | لكن البقية لديهم سبب عضوى مثل ورم او صدمة للرأس لقد كان فى حادث سيارة الجمعة |
| Bir şeyleri sesli söylemek, olasılıkları bir şeye sertçe vurmaktan daha fazla değiştirmez, organik doku onları geri teper. | Open Subtitles | قول الأشياء بصوت مرتفع لن يغير الاحتمالات أكثر من الدق على نسيج عضوى صلب هو من سيغيرهم |
| Sıvı nitrojene maruz kalan organik bir nesne -320 dereceye donarak büyük bir kuvvetle gerilir ama sıkışma ya da darbeden doğan gerilime karşı dayanıksızdır. | Open Subtitles | أى جسم عضوى يتعرض للنيتروجين السائل فى درجة حرارة -320 مئوية سيتجمد و يتعرض لقوة الشد الرهيبة |
| Sen izlerken bu herif benim aletimi yalasın. | Open Subtitles | هو سيقوم بمص عضوى بينما انت تشاهد وتستمتع |
| Kocaman aletimi. | Open Subtitles | لما من الممكن أن أعجب بك ؟ . عضوى الكبير |
| Her şey organik. Pretzeller yağsız. | Open Subtitles | كل شىء هنا عضوى والخبز خالى من الدهون |
| organik, süngersi ve kemiksi bir dokudan yapılmış gibi duruyor. | Open Subtitles | يبدو انه مصنوع من نسيج عظام اسفنجى عضوى |
| Yani düşüncenin organik bir hâl almış şekli. | Open Subtitles | تجسيد عضوى من الأفكار |
| Ağdayı yiyebiliriz! organik! | Open Subtitles | نحن نستطيع أكل الشمع إنه عضوى |
| Parçaları kesinlikle organik. | Open Subtitles | جزء منه يمكن تصنيفه عضوى |
| Seni bir tür organik asit yakmış. | Open Subtitles | لقد أُحرقتَ ببعض من حامض عضوى |
| organik olarak yetiştiğinden şüpheliyim. | Open Subtitles | أنا أشك أن هذا عضوى |
| organik olarak hiçbir rahatsızlığın yok, Cary. | Open Subtitles | لا يوجد شئ عضوى بك يا " كارى" |
| Dostum, gerçekten de aletimi yalıyordun. | Open Subtitles | اكنت حقا ستقوم بمص عضوى ؟ |
| Ben çocukken aletimi kaybettim. | Open Subtitles | عندما كنت طفلا ... لقد فقدت عضوى |
| Kocaman aletimi. | Open Subtitles | . عضوى الكبير |