"عظامهم" - Translation from Arabic to Turkish

• kemiklerini
• kemiklerinden
• kemik
• kemikleriyle
• kemiklerine
• kemikleri
• kemiklerinin

Birinin elini sıktığınızda çok dikkatli olmanız gerekirdi, böylece kemiklerini kırmaz veya kucakladığınız herkesi ezmezdiniz.
يجدر عليك توخي الحذر عندما تصافح يد احد الاشخاص حتى لا تكسر عظامهم أو تحطم جميع الذي تعانقهم

Onları ya da kemiklerini bulacağım ama onları kaybetmeyeceğim.
سوف أعثر عليهم ، أو سأعثر على عظامهم ولكن لا أريد أن أفقدهم.

Çiftçilere göz açtırmıyorlar. Onların kemiklerini kırıyor ve fazlası için dönüyorlar.
أنهم يكسرون أيادي وأرجل المزارعين، ويحطَمون عظامهم

Bitirdikten sonra da, kemiklerinden aletler yapacağım.
وبعد الانتهاء منهم سأصنع الأدوات من عظامهم

Size, çocuklarımın çadırın içinde, göbekleri şişmiş, bir deri bir kemik kalmış hallerini anlatamam.
لا أستطيع أن أصف لكم حالهم و هم راقدون في الخيمة بينما تتقطع أحشاؤهم من الجوع و الجلد يكسو عظامهم بالكاد

İnsanın ettiği kötülük yaşar ardından, iyilikleriyse toprağa girer kemikleriyle.
ما يرتكبه الناس من شر في حياتهم يبقى بعدهم، وأما الخير فغالباً يدفن مع عظامهم..

Tamam, diyorum ki, büyülü iksirimizi toz tutmuş kemiklerine dökelim ve o aşağılık kıçlarını yok edelim.
حسنا، أنا أقول أننا اخماد عظامهم المتربة مع جرعة سحرية لدينا وهزيمة حميرهم آسف.

Bunu gözlerimin önünde öldürüp kemiklerini toprağa gömdüğün şövalyelere anlat.
قُل ذلك لفرسانك أنك قتلتهم قبل ذلك أمام عينى الذين حرقت عظامهم بهذه الأرض

Pes edenleri çiğ çiğ yer, kemiklerini tükürürüm.
إنى أفطر بالإنهزاميين و أبصق عظامهم خارجا

Hiç ruhlarının gerçekten karşılaşabileceğini, ve beraber çalışıp, kemiklerini burada, bu fiziksel düzlemde bir araya getirebileceğimizi düşündünüz mü?
ألا تعتقدين بأن أرواحهم في الحقيقة إجتمعت والعمل على أن تصبح عظامهم سوية هنا على الطائرةِ الطبيعيةِ؟

Yüzleri lapa gibi olana kadar kemiklerini kırdık.
لقد كسرنا عظامهم حتى هشّمنا وجوههم تماماً.

İyi bilinir ki... bazı epilepsi hastaları nöbet sırasında kemiklerini kırarlar. Bu bir gerçek.
نحن نعلم جيداً أن بعض مرضى الصرع يكسرون عظامهم أثناء النوبات, هذه حقيقة علمية

kemiklerini kırmışlardı bu bir linçti.
لقد كسروا عظامهم. كان ذلك اعداماً وحشياً

Rehineler direniş gösterdi ve birkaç kemiklerini kırmak zorunda kaldık.
الرهينتان قاوما، فكسرنا بضعةً من عظامهم.

Bana bu beyinsizleri getir, kemiklerini öğütüp...
احضر لي أولئك الحمقى الأوغاد وسأحطم عظامهم لكي أجعل

Kazığın üstünde orada etleri kemiklerinden yakılarak ayrılacak.
بالمناسبة... يجبُ أن يكون لحمهم مفحماً عن عظامهم

Ve etleri mekanik bir şekilde kemiklerinden ayrılıyorlar.
ثم يتم فصل لحومهم بالآلات عن عظامهم

- kemiklerinden yapılan sarayda yaşıyorsun.
أنت تعيش في قصر بنيت مع عظامهم.

Onların fosil kemik ve kalıntıları sayesinde bilim adamları zamanda seyahat etmenin nasıl olabileceğini. resmedebiliyorlar.
مع متحجراتهم وبقايا عظامهم كدليل تمكن العلماء من بناء تصور عما سيكون عليه الأمر لو سافرنا بالزمن للماضي

Cadılar onların kemikleriyle büyü yapar toprağı çoraklaştırırlar.
تستعمل الساحرات عظامهم لعمل تعاويذ السحر واللعنات وتبوير الأرض

kemiklerine bakıp size nasıl yürüdüklerini, nerelerini incittiklerini söyleyebilirim.
أستطيع ان انظر إلى عظامهم و اخبرك بطريقة مشيتهم و أين جُرحوا

Evet, çok dikkatli olmalısın, çünkü onların küçük kemikleri çok kırılgan.
نعم.انت.انت يجب ان تكون دقيق جدا لان عظامهم الصغيرة هشة جداً

Bu eski insanları neyin öldürdüğünü bilmenin kesin bir yolu yok ancak kemiklerinin çok tanıdık bir bakteri tarafından enfeksiyon kaptığını biliyoruz.
ليس هناك طريقة حاسمة لمعرفة ماذا قتل هؤلاء القدامى، لكننا نعلم أن عظامهم مصابة بواسطة بكتيريا مألوفة جداً.