| Bu koşullar altındaki vurup kaçma suçunun cezası 12-15 yıl hapis demektir. | Open Subtitles | جناية الدهس و الهروب بهذه الظروف عقوبتها 12 إلى 15 سنة حبس |
| Kaçırma vakası, bir ölüm cezası vakasıydı. | TED | وقضية الاختطاف هي قضية عقوبتها الاعدام. |
| Sana küçük bir ceza ve birkaç ay hapis cezası önerecekler. | Open Subtitles | ..سيعرضوا تهمة حيازة عقوبتها شهران في سجن الولاية |
| Eğer onun cezasını ve kendi cezanı çekmeye razıysan arkadaşın affedilmiştir. | Open Subtitles | لو أنت علي أستعداد لقضاء عقوبتها وعقوبتك تم العفو عن صديقتكِ |
| Cezasının uzatılacağını nerden bilebilirdim? | Open Subtitles | و لكنني لم أحسب أنهم سيزيدون مدة عقوبتها. |
| Bu ateşkesin ihlali, ölümle cezalandırılabilir. | Open Subtitles | و انتهاك هذه الهدنة ستكون عقوبتها الموت. |
| Sadece, devletin yasakladığı ve cezası ölüm olan... görüşlere sahip olduğunuz için değil, bu görüşleri devlet hizmetinde çalışanlara... salık verdiğiniz için suçlusunuz. | Open Subtitles | ليس فقط لاعتناق آراء محظورة من الدولة و التى عقوبتها الموت و لكن للموعظة بهذه الآراء لرجال أقسموا على خدمة الدولة |
| Bu suçlar Camelot'a karşı ihanet demek olup, kanuna göre cezası ölümdür. | Open Subtitles | هذه الجرائم تشكل أحد مظاهر الخيانه فى كاميلوت و عقوبتها طبقا للقانون هو الموت |
| Yerinde kim olsa ölüm cezası olmadan bu dosyada anlaşırdı. | Open Subtitles | أى شخص فى مكانك لتراجع عن قضية قتل عقوبتها ليس الموت |
| Taciz yok. Altı ay hapis ve okuldan atılma cezası var. | Open Subtitles | بعدم المضايقة عقوبتها السجن لستة أشهر والطرد |
| Kabadayılık, tecavüz, ordugâha kadın sokmak. cezası, idam! | Open Subtitles | البلطجة و الإغتصاب و جلب النساء للمخيمات العسكرية , عقوبتها الإعدام |
| Bu işi yapan birisinin bu maddeyi kullanması... belki sadece sana ceza verilecek. | Open Subtitles | ولا يبلغ عن ذلك يتم اتهامه بالخداع عقوبتها الغرامة و السجن ستة أشهر و ربما اكتفوا بالغرامة معك |
| Anlaşalım. Cinayeti kabul ederim ama idam cezasını asla. | Open Subtitles | أى شخص فى مكانك لتراجع عن قضية قتل عقوبتها ليس الموت |
| Cezasının inşa edilmesine yardım ettin. | Open Subtitles | وانت ساعدت في بناء مكان عقوبتها |
| Tüm bu suçlar ölüm ile cezalandırılabilir. | Open Subtitles | كل واحدة من هذه الجرائم عقوبتها الموت |
| İdam davalarında sorduğumuz ya da o zamanlar sorduğumuz bir soru vardı. | Open Subtitles | في قضايا عقوبتها الموت كان وقتها نسأل سؤال |
| Genellikle bu idamla cezalandırılacak bir suç. | Open Subtitles | ... طبعاً, هذه جريمة عقوبتها الإعدام, ولكن القاتل |