"عكست" - Translation from Arabic to Turkish

• ters
• tersten
• tersine
• tersini
• yansıtması
• yansıtıyordu
• yansıttı

Bu yolda, bir kişinin yeteneği karakteriyle ters orantılıydı.
بهذه الطريقة, موهبة الشخص عكست تناسباً لشخصيته.

Eğer roller ters olsaydı, ben sana çektirirdim.
اود تعذيبك اذا عكست الادوار , هل تعلمي بذلك؟

Tek yaptığım bilgilerin sırasını tersten aktarmak.
وكل ما قمت به هو أنني عكست طريقة عرض المعلومات.

- Sayı aklında tersten kayıtlı. - Sus. Vermedi yalancı kaltak.
لقد عكست خيال الرقم فى عقلها أيتها العاهرة الكاذبة

Lazarus kendini gençleştirebildiğine göre, bunu tersine çevirirsem ne olur?
ولو أن لعازر قد جعل نفسه أصغر، فماذا لو عكست الوضع ؟

tersini hesaplamıştım, şimdi çalışmıyor.
لقد عكست هذا بالفعل ولكنه الان لا يريد ان يعمل

Doğanızın en kötü yanlarını yansıtması için sizin tarihinize dayandırdım.
ولأكون أكثر دقة، لقد عكست النسخة الطباع المختلفة للبشر

Yaşamının iki ucunu bu inanç oluşturuyordu. Bu iki uç arasında yaptığı yolculuk kalkınmanın değişmekte olan çehresini yansıtıyordu.
أصبحت هذه حدوده في الحياة والرحلة التي سافر فيها بين ذلك عكست التغير في مشهد التطور

Eğer akım yönünü ters çevirirsem, sisteme aşırı yük biner.
لو عكست اتجاه تدفق الطاقة فستنهكك النظام

Pardon. Görünüşe göre ileri geri pedallarını ters bağlamışım.
بئساً، يبدو إنني عكست كابح التقدم للأمام والراجح للوراء.

Bir kere akım sistemi ters.
أولاً ، عكست نظام التدفق دعنى أخمن

Roller tersten olsaydı ben onu kıskanma nezaketini gösterirdim.
أنا اعلم أنه لو عكست الأدوار سيكون عندي المقومات لكي أغار منه

Ve Trowburg'ı tersten okursanız Grubwort çıkıyor.
لو عكست الحروف، ستجدها "غرابورت"

Sanırım onu tersten söylediniz, Bay McCoy.
أخشى أنك عكست الجملة يا سيد "ماكوي".

Hikayeyi desteklemek için Emily'nin telefonundan yapılan görüşmeyi... ..tersine çevirdim.
لقد عكست الزمن للمكالمه التي من هاتف إيميلي ثورن

Scientology'de bu gidişatı tersine çevirerek insanları uyandırıyoruz.
فى الساينتولوجى, إذا عكست الطريقة ستجعله يستيقظ.

Bir daha tekrarlanmasın diye yaptığı her şeyi tersine çevirdim.
أنا عكست كل شيء حتى كأنه لم يحدث أبداً

Ama sen öyle yapmadın. Hatta, tam tersini yaptın.
لكنك لم تفعل ذلك، في الواقع، فعلت عكست ذلك

O da tam tersini anlattı.
قالت إنك عكست الموضوع

Bu, Katoliklik'teki krizi yansıtıyordu.
.. وقد عكست الأزمة الكاثوليكيّة

Böylece kimlik öncelikle etnisite tarafından belirlendi, ve ulus devlet bunu yansıttı.
الهوية كانت تُعرف في الأصل بالعرق ، والدولة القومية عكست ذلك .