| Çok üzgünüm, eğer bunlar ilişkimizin parametlerini yeniden tanımlıyorsa. | Open Subtitles | البارامترات علاقتِنا. لَكنَّك فقط ذِهاب أنْ لقُبُولي |
| Gördüğüm kadarıyla ilişkimizin ikinci aşamasına geçmişiz. | Open Subtitles | يمكنني أن أرى بأننا نتقدم الى المرحلة القادمة مِنْ علاقتِنا |
| Bence seks yapmayı kesmeliyiz ilişkimizin fiziksel olmayan boyutuna odaklanmalıyız. | Open Subtitles | أعتقد نحن يَجِبُ أَنْ توقّفْ عن مُمَارَسَة الجنس وبدلاً مِن ذلك بؤرة من طرف غير الطبيعي علاقتِنا. |
| Buna değdiğini düşünmüyorum, bu bizim ilişkimize kalıcı olarak zarar verebilir. | Open Subtitles | هذا يُمْكِنُ أَنْ يَعمَلُ إلى علاقتِنا. نعم، أنا لا أَستطيعُ ساعدْ لكن الإعجوبةَ |
| Zoe'nin annesinin ilişkimize bu kadar erken dahil olacağını beklemiyordum. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ اَقُولَ بأنّني لَمْ أُتوقّعْ مُقَابَلَة أمِّ زوي مبكرا جدا بالنسبة الى علاقتِنا |
| Yani onunla olan ilişkimizi pekiştireceğim. | Open Subtitles | حَسناً، تَعْرفُ، نحن نَذْهبُ لإكْمال علاقتِنا. |
| İşimi ilişkimizin üstünde tuttuğumu düşünüyordu. | Open Subtitles | إعتقدَ بأنّني فضّلتُ عملي على علاقتِنا |
| Belki arkadaş olabiliriz diye düşündüm, daha sonra da... iş ilişkimizi geliştirebiliriz. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ فقط أَعتقدُ بأنّ إذا نحن سَنصْبَحُ شركاءَ، ثمّ إحتجنَا إلى يَكُونُ نشيطاً في تَطوير علاقتِنا المحترفةِ. |
| Bak, gerçek şu, Sean, ilişkimizi mahvedip daha sonra tekrar ve tekrar düzeltmeye çalışmaktan bıktım. | Open Subtitles | بأنّك لَمْ تُؤمنْ بي. النظرة، الحقيقة، شون، أَنا مُتعِبُ مِنْ التَحْطيم وإنْعاش علاقتِنا مراراً وتكراراً. |