| Üstelik, dışarıda benim gibi çok fazla açgözlü insan var. | Open Subtitles | علاوة على ذلك، هناك الكثير من الناس الطمّاعين مثلي هناك. |
| Üstelik eşimle çok fena kavga ettim ve evi terk etti. | Open Subtitles | و علاوة على ذلك تشاجرت مع زوجي بشدة و رحل عني |
| Başkasına kiraladım bile! Hem yeni kiracılar daha fazla kira ödüyorlar. | Open Subtitles | علاوة على أن المستأجرين الجدد يدفعون أكثر |
| Hem yeni kiracılar daha fazla kira ödüyorlar. | Open Subtitles | علاوة على أن المستأجرين الجدد يدفعون أكثر |
| Artı dört otelin hepsinin de aylık brüt gelirlerinin yüzde beşi, Bay Corleone. | Open Subtitles | علاوة على 5 بالمائة من الإيراد الشهري للفنادق الأربعة يا مستر كورليوني |
| Pete... kendi başımı belaya sokmanın yanı sıra seni de tehlikeye düşürebilirim. | Open Subtitles | علاوة على توريط نفسي في متاعب، يمكنني وضعك في خطر |
| Zaten arkadaşlara göstermek harika olacak. | Open Subtitles | علاوة على ذلك تبدو جميلة رائع سأريها لأصدقائي |
| Biraz yükselmiş adrenalin ve serotonin seviyesi dışında son derece normal durumdasın. | Open Subtitles | علاوة على مستويات الأدرينالين والسيرتونين المرتفعة بعض الشيء، أنتِ طبيعية تمامًا. |
| ek olarak, onlara bu ayrıcalık için izinli oldukları süre için maaşlarını alacaklarını da söyleyeceksin. | Open Subtitles | علاوة على ذلك ستخبرهم انهم سيردون الدين من اجل هذه الاجازة وهذه الاعانة المالية |
| Bileklerdeki morluklar haricinde herhangi bir darp izi yok. | Open Subtitles | علاوة على كلامي هناك بروز لكدمات صغيرة جدا على رسغه |
| Üzerinde hâlâ Coldstream muhafızlarının üniforması var, Üstelik telefonu kullanabilirsin. | Open Subtitles | ما زلت ترتدي الزي الرسمي للحراس. علاوة على ذلك يمكنك الحصول على الهاتف الآن. |
| Üstelik sizlere öneride de bulundum, kardeşlerinizden hiçbiri ortaya çıkmadı. | Open Subtitles | .علاوة على ذلك، لا يمكنك إدانة رجل نسبة لاخيه أو لأصدقائه |
| Üstelik, bu gece beni görmek için geri geldin. | Open Subtitles | علاوة على ذلك، لقد عدت إلى هنا اليوم لترينى |
| Üstelik, Vicky, bir yabancı değildir. O, benim damadım. | Open Subtitles | علاوة على ذلك، فيكي ليس غريباً إنه إبني المستقبلي في القانون |
| Hem yeni kiracılar daha fazla kira ödüyorlar. | Open Subtitles | علاوة على أن المستأجرين الجدد يدفعون أكثر |
| Hem görünüşe bakılırsa adamın hayatı gayet güzel geçiyormuş. | Open Subtitles | علاوة على ذلك من الأصوات يبدو أن هذا الرجل كان يتعامل مع نفسه بصورة جيدة |
| Hem benim Paris salatamda frenksoğanı kullanılmıyor. | Open Subtitles | علاوة على ذلك، سلطتي الفارسية لا تحتاج إلى الكراث. |
| Artı, sende mini etek giyecek kalça yok. | Open Subtitles | علاوة على أنك لا تتمتعين بفخذين مناسبين للتنانير القصيرة. |
| Bunların yanı sıra, en yakın arkadaşımı kaybedeceğim. | Open Subtitles | ,و علاوة على هذا كله سأخسر صديقتي المفضلة |
| Zaten siz yatak ıslatıcılarına bakmam gerekiyor. | Open Subtitles | علاوة على انني يجب ان اجالسكم يا مبللي السرير |
| Ayak izlerinin dışında, katilin bıraktığı tek kanıt bu. | Open Subtitles | علاوة على اَثار الأقدام هذا هو الدليل الوحيد الذي تركه هذا الرجل |
| ek olarak Fransa ve İmparatorluk sefirleri efendileri tarafından geri çekildi. | Open Subtitles | علاوة على ذلك ، السفراء الفرنسيين والإمبراطوريين قد تم استدعاء من قبل سادتهم |
| Bunu haricinde, eğer gidersen burada ne bok yediğimi asla öğrenemeyeceksin. | Open Subtitles | علاوة على ذلك, لو انسحبت لن تعرف ابداً ما الذي أنا هنا لأجله |
| dahası, teknolojinin bizim kültürel tüketim ile ilgili varsayımlarımızı değiştirmiş olmasından endişe duymaktayız. | TED | علاوة على هذا، نحن نخشى الآن أن التكنولوجيا غيّرت إفتراضاتنا عن الإستهلاك الثقافي. |