| O lanet kitaptan alıntı söylediğinde bu işin riskli olduğunu biliyordun. | Open Subtitles | لقد علمتَ بوجود مخاطر عندما اقتبست ذلك الهراء من ذاك الكتاب |
| Seni aşağı çekmelerine izin vermezsen böyle bir hayat inşa edebileceğini biliyordun. | Open Subtitles | علمتَ أنك تستطيع بناء حياة كهذه إن لم تدعهم يسحبوك للأسفل معهم |
| Sigorta şirketinin, senin ölüm uçuşu yaptığını bilselerdi parayı ödemeyeceklerini biliyordun. | Open Subtitles | علمتَ أن اذا علمت شركة التأمين أنك خططت لموتك لن يدفعوا لك |
| Beraber görev yaptığımızı nereden bildin? | Open Subtitles | كيف علمتَ بأننا خدمنا معاً ؟ |
| O kaltağın tehlikeli olduğunu nasıl anladın? | Open Subtitles | كيف علمتَ بأنّ تلك المجنونة تشكّل خطرًا؟ |
| - Dedemin kötü biri olduğunu ne zaman öğrendin? | Open Subtitles | متى علمتَ أن جدّي سيء ؟ ماذا ؟ |
| O gece tekneye gittin, çünkü yalnız olacağını biliyordun. | Open Subtitles | لقد ذهبتَ إلى يخته تلك الليلة لأنكَ علمتَ بأنه سيكون بمفرده |
| Böyle düşüneceğimi biliyordun. O yüzden neden hayal kırıklığına uğradığını anlamış değilim. | Open Subtitles | علمتَ أنّني سأفكر هكذا وهذا يجعلني أتساءل لم تبدو محبطاً |
| Beğenmeyeceğimi biliyordun, ama beğendiğimi söyleyeceğimi düşündün. İşte olan şey bu. | Open Subtitles | علمتَ أنّني لن أعجب بها، لكنّكَ خلتُني سأقول العكس |
| İçinde bir yerlerde, ta başından beri bu işin nasıl biteceğini biliyordun. | Open Subtitles | و عند مرحلةٍ ما، علمتَ كيف لهذا أن ينتهي |
| Gelmemi istediğinde, onunla görüşmen gerektiğini de biliyordun. | Open Subtitles | ولكنكِ علمتَ أنه يجب عليك أن تتحدث معه عندما طلبت مني أن آتي |
| Kestirmeden gittiğini biliyordun ama umursamadın. Çünkü rozeti daha çok istiyordun. | Open Subtitles | علمتَ بأنّك تسلك طريقاً مختصراً، لكن لم تهتمّ لأنّك رغبت بالشارة أكثر. |
| Teknede o gece, ...cadı avcısının bana zarar vermeyeceğini biliyordun, ...çünkü senden korktuğunu biliyordun. | Open Subtitles | على ذلكَ القارب تلكَ الليلة لقد علمتِ أن صائدي السحرة لن يقوموا بإيذائي لأنكِ علمتَ أنهُ كانَ خائفاً منكِ |
| Onun ne kadar özel olduğunu biliyordun. Her zaman onu koruyacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | علمتَ كم كانت مميّزة، ولطالما خلتك تحميها |
| - İspanyolca öğrenmesini istediğimi biliyordun. | Open Subtitles | علمتَ بأنني أردته أن يتعلم الأسبانية |
| Bu günün geleceğini biliyordun. | Open Subtitles | اسمع ، لقد علمتَ ان هذا اليوم آت |
| Orada olduklarını nereden bildin? | Open Subtitles | كيف علمتَ بوجودهما بالأسفل؟ |
| Bacağımda mermi olduğunu nereden bildin, Richard? | Open Subtitles | كيف علمتَ بوجود رصاصة في رِجلي، (ريتشارد) |
| Anlamıyorum. Burada olduğumu nereden bildin? | Open Subtitles | لا أفهم، كيف علمتَ بمكاني؟ |
| Bir şeyi merak ediyorum, sen nasıl oldu da onun hâlâ suç mahalinde olduğunu anladın? | Open Subtitles | ما لا يمكنني فهمهُ هوَ كيفَ علمتَ أنها لا تزال في موقع الجريمة |
| Mahkum olduğunu nereden anladın? | Open Subtitles | كيف علمتَ أنّه كان سجيناً؟ |
| Malcolm Lloyd'un cenazesini senin kaldırdığını biliyoruz. Haritayı da o zaman öğrendin. | Open Subtitles | ونعلم أنّك أعطيتَ (مالكوم لويد) طقوسه الأخيرة هذا عندما علمتَ حول الخريطة |
| Tanrım, sizi babanızın cenazesinden beri görmemiştim. Burada olduğumu nereden bildiniz? | Open Subtitles | ربّاه، لم أركَ مذ جنازة والدكَ، كيف علمتَ بوجودي هنا؟ |
| Bildiğiniz zaman desteğiniz için engel olacağımı biliyordunuz. | Open Subtitles | و لقد كنتَ تريد مني القفر من خلال الأطواق لـتأييدكَ عندما علمتَ بذلك |