| Kimsede bebek yüzü dövmesi olup olmadığını sorduğunda, "Evet" diyeceklerini nereden bildin? | Open Subtitles | كيف علمتِ عندما سألتِ أن كان أحد لديه وشم لوجه طفل أنهم سيقولون نعم |
| Nasıl bildin, bilemiyorum ama sayende... ...hemen teklifte bulundu. | Open Subtitles | أنا لا أعرف كيف علمتِ بذلك ولكنأشكركِ... لقد عرضت عليّ الوظيفة فوراً |
| Erkek arkadaşının vampir olduğunu yeni öğrendin yani ailen uzaylı olmadıkça ne kadar kötü olabilir ki? | Open Subtitles | أنتِ علمتِ مُـنذ قريب أنّ حبيبكِ مصاص دماء حتى لو والديكِ فضائيين فما السيء فى ذلك ؟ |
| Bunu söylediğim zaman mı senden hoşlandığımı anladın? | Open Subtitles | تلك هي اللحظة التي علمتِ فيها أنك معجبة بي ؟ |
| Başardınız. Nasıl bildiniz? | Open Subtitles | كشفتِها، كيف علمتِ بذلك؟ |
| Başkan hakkında söylediklerimin doğru olduğunu bildiğini farz ediyorum. | Open Subtitles | وأظن أن السبب الوحيد لذلك هو أنكِ علمتِ أني كنت أقول الحقيقة |
| İkinci bir çocuğun kaçırılacağını nereden bildin? | Open Subtitles | كيف علمتِ أن طفل ثانٍ سوف يتم إختطافه؟ |
| Muhtemelen Murray Hill'de. Doğru, nerden bildin? | Open Subtitles | أجل، هناك أقطن، كيف علمتِ ذلك؟ |
| - Bu kadar erken geleceğimi nereden bildin? | Open Subtitles | كيف علمتِ أنني سأكون هنا مبكرًا ؟ |
| Bunun işe yarayacağını nereden bildin? | Open Subtitles | كيف علمتِ بشأن نجاح ذلك الأمر ؟ |
| Öyleydi, erken çıktım. Burada olduğumu nereden öğrendin? | Open Subtitles | صحيح، لكن خرجتُ مبكراً كيف علمتِ أنني هنا؟ |
| - Burs kazandığını öğrendin ve onu çöpe mi attın? | Open Subtitles | - أنتِ علمتِ باأنكِ حصلتِ على منحة دراسية وأنتِ رميتِ ذلك ؟ |
| Dinle... bunu nasıl öğrendin sen, anne? | Open Subtitles | اسمعي كيف علمتِ بهذا حتّى يا أمّي؟ |
| Peki kalp krizi geçirmediğimi nasıl anladın? | Open Subtitles | إذا كيف علمتِ باني لا أعاني من ازمة قلبية ؟ ؟ |
| Kaderinde Yüce olmak olduğunu ilk ne zaman anladın? | Open Subtitles | متى علمتِ أن مصيرك أن تصبحي السامية القادمة لأول مرة؟ |
| Kaderinde Yüce olmak olduğunu ilk ne zaman anladın? | Open Subtitles | متى علمتِ أن مصيرك أن تصبحي السامية القادمة لأول مرة؟ |
| Evet. Bunu nereden bildiniz? | Open Subtitles | اجل ، كيفَ علمتِ ذلك؟ |
| Ben olduğumu bildiğini sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقدت دائماً بأنك علمتِ أنه أنا. |
| Patronun çok sık işe geç geldiğiniz için sizi kovmak üzereymiş. Bunu biliyorsunuz. | Open Subtitles | رئيسك كان على وشك طردكِ ، بسب تأخركِ الدائم علمتِ ذلك. |
| Eğer geçmişimi Biliyor olsaydın bunun bazı kötü hatıraları hatırlattığını da bilirdin. | Open Subtitles | لو علمتِ شيئًا عن ماضيّ لأدركت أن ذلك ذكرني بذكريات سيّئة جدًّا. |
| Söyle bana, oğlunun dişleriyle uyan protezlerin varlığından nasıl Haberin oldu? | Open Subtitles | أخبريني كيف علمتِ بوجود طقميّ أسنان متطابقين مع أسنان ابنكِ؟ |
| İkisinin bu işi örtbas etmek için öldürüldüğünü Biliyordun ama yine de bana tek kelime etmedin. | Open Subtitles | لقد علمتِ بأنه تم قتلهما لتغطية هذا الأمر و مع ذلك لم تنبسي بكلمة لي |
| İşte az ve öz olarak duydun, Danny. | Open Subtitles | ها قد علمتِ بالأمر |
| Nasıl anladınız? | Open Subtitles | كيف علمتِ عن هذا؟ |
| Kartı ve onu takan kişiyi etkileyen radyoaktivite kaynağını öğrenebildin mi? | Open Subtitles | هل علمتِ ما مصدر النشاط الإشعاعي الذي سيؤثر على شارة وليس على الشخص الذي يرتديها؟ كلاّ |
| Önceden bilseydin benim yerime kardeşimi kurtarabilirdin. | Open Subtitles | لو علمتِ لكنتِ إخترتِ أن تنقذي اُختي بدلاً مني |
| Muhtemelen bu sayede ilişki yaşadığını öğrendiniz. | Open Subtitles | ربما لهذا السبب علمتِ أنّه على علاقة غرامية |
| Bunun yeni patronlarınız tarafından pek iyi karşılanmayacağını biliyordunuz. Bu yüzden de işe başvururken özgeçmişinizden sildirdiniz. | Open Subtitles | ولابد من أنكِ علمتِ بأنه الوضع سيكون سيئًا مع رؤسائكِ الجدد. |