| Hayır, sadece bilmeni isterim ki durumumuzdaki tuhaflığın gayet farkındayım. | Open Subtitles | فقط أردتُك أن تعلم أنّي على علمٍ بسخافة هذا الموقف. |
| Şu anımızı da biliyoruz: bilim adamlarının galaksilerin hareketi üzerine gözlemleri gösteriyor ki, evren artan bir hızda genişliyor. | TED | ونحن على علمٍ بحاضرنا: فملاحظات العلماء حول حركة المجرات تخبرنا بأنّ كوننا يتوسع بسرعة. |
| Var ya, adamın kürenin içinde bir cinayetin delili olduğundan haberi bile yoktu. | Open Subtitles | تعلمين، بأنّ الرجل لم يكن على علمٍ بأنّ هذا كان دليلاً لجريمةِ قتل؟ |
| dedi. Ne olduğunu, uzmanların, doktorların ve internetin bilmediğini ve bunu nasıl atlatmak istediğini biliyordu. | TED | كانت على علمٍ بما يحدث، كانت تعرف ما لم يعرفه الأطباء والخبراء، والإنترنت. كيف تريد أن تمر بهذا. |
| Bir kez bu olgunun farkında olduğunuzda olumlu geri dönütleri toplayarak ve yeniden değerlendirerek kendi sahtekârlık duygunuzun üstesinden gelebilirsiniz. | TED | ما إن تصبح على علمٍ بالظاهرة، يمكنك أن تحارب متلازمة المحتال عندك عبر جمع ومراجعة ردود الفعل الإيجابية. |
| Asıl olay şu ki, yardımcın, burnunun dibinde tüm bunları yapıyordu ama senin bir halttan haberin yoktu. | Open Subtitles | أعني، حقيقة أن نائبك كان يقوم بكل ذلك ،تحت قيادتك ولم تكن على علمٍ بأي شيء إطلاقاً |
| Burada neler yapıldığını biliyordun ama acı çekmeme izin verdin. | Open Subtitles | لقد كنتِ على علمٍ بما كان يحدث لي في الأسفل، ولكنكِ تركتيني أعاني |
| Ve yaptığmız konuşmadan anladığım kadarıyla başkanın bu konudan haberdar olduğuna şüpheliyim. | Open Subtitles | وذاك الحديث الذي دار بيني وبينه أعتقد أن الرئيسة ليست على علمٍ به |
| Radyasyonun vücudu nasıl etkilediğinin farkındayım ama bütün bunları sen nereden biliyorsun? | Open Subtitles | إنّي على علمٍ بطريقة تأثير الإشعاع على الجسم، لكن كيف تعرف أنت كلّ هذا؟ |
| Ama var şefkat farkındayım | Open Subtitles | ولكنَّني على علمٍ تامٍ بالعاطفة الجيّاشة |
| Bunun farkındayım ve çok üzgünüm, ama size birkaç mesaj bıraktım. | Open Subtitles | أنا على علمٍ بذلك، وأنّي آسفة للغاية، لكنّي تركتُ لك عدّة رسائل. |
| Çünkü hepimiz biliyoruz ki olayı bitirdim. | Open Subtitles | لأنّنا على علمٍ أنّني قد قمت بالمرحلة الأخيرة, صحيح ؟ |
| Oran'da, Cezayir Halk Partisinin aktif üyesi olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | لكن فلتكن على علمٍ بأنّ ملفّك كناشط بحزب الشّعب الجزائري قد تبعك إلى هنا |
| Ama başbakanın bundan haberi yoktu. | Open Subtitles | لكن رئيس مجلس الوزراء لم يكن على علمٍ بذلك |
| Belgeler, hükümetteki siyasi partinin bile bu gruptan haberi olmadığını gösteriyor. | Open Subtitles | تشير الأدلة أنّه حتّى رئيس الشرطة الوطنيّة , لم يكن على علمٍ بهذهِ المجموعة |
| - O masumdu ve herkes bunu biliyordu. | Open Subtitles | لقد كان بريئًَا والجميع كان على علمٍ بهذا الأمر |
| Ama 10'da sizinle buluşacağını biliyordu, Yerine beni gönderdi. | Open Subtitles | على علمٍ أ، سيجتمع بك بتمام .. العاشرة، لذلك أرسلني لأغطي عليه |
| Bu hareketlerin yasak olduğunu farkında değilim. | Open Subtitles | أنا لستُ على علمٍ بأن أياً من هذه التصرفات غير قانوني |
| Bu seferlik esprine kızmıyorum çünkü ona yalan söylemek zorunda kaldığımdan haberin olmayabilir. | Open Subtitles | إنيّ على علمٍ بذلك. سأنسى هذا الأمر لأنكَ قد لاتكونَ بعلمٍ أيضًا |
| O raporların izlerinin zimmetine para geçirmiş gibi görüneceğini biliyordun. | Open Subtitles | كنت على علمٍ بأنّ أثر الوثائق ستجعله يبدو وكأنّه كان يختلس الأموال من الشركة. |
| Etkisi olabilecek herkes, ya haberdar ya da yoluna devam etti. | Open Subtitles | أيّ شخص قد يتضرر من ذلك إمّا أنّه على علمٍ بذلك، أو أنّه قد أصبح في عداد الراحلين |
| Kendisinden başka kimse bilmiyor. | Open Subtitles | هو الشخص الوحيد الذي كان على علمٍ به |
| Vatikan'daki cinayetlerden haberiniz vardır. | Open Subtitles | أنتَ على علمٍ بالجرائم التي حدثت بالفاتيكان |
| Sen sigortayı biliyorsan annen de biliyordur. | Open Subtitles | إن كنتي على علمٍ بشأن التأمين، إذاً أمكِ تعلم ذلك أيضاً |
| Bizi biliyorlar, muhtemelen banka hesaplarını da. | Open Subtitles | يعرفون كل شيء عنّا ومن الممكن أن يكونوا على علمٍ بالحسابات المصرفية. |
| Ama benim bir şeye, kanıta senin ne yaptığını bildiğini söyleyen bir kâğıt parçasına ihtiyacım var. | Open Subtitles | لكني أريد شيئاً، دليلاً قطعة ورق تقول لي أنك على علمٍ بما فعلت |