| Buraya geldiklerinde araba sesi duymadım. yayan gelmiş olmalılar. | Open Subtitles | لم اسمع صوت سيارة عندما أتوا, ربما جاءوا سيرا على الأقدام |
| Etimiz bitmişti, biz de etraflarını sardık ve yayan olarak üstlerine saldırdık. | Open Subtitles | كنا نحتاج إلى اللحم... و لذلك تحركنا و توجهنا صوبه على الأقدام |
| Çünkü bir şehri Yürüyerek keşfetmek sizi belli bir yere kadar götürür. | TED | لأن استكشاف المدينة على الأقدام هو الحدث الرئيسي بالنسبة لي حتى الآن |
| Merhaba. Bundan sonrasını Yürüyerek gideceğiz çünkü yol kullanılmaz durumda. | Open Subtitles | لابد أن نكمل سيراً على الأقدام لأن الطريق غير ممهد |
| Köye çıkan yol burası, efendim. Yaya olarak yaklaşık beş dakika sürüyor. | Open Subtitles | هذا هو الطريق للقرية يا سيدي قرابة خمسة دقائق سيراً على الأقدام |
| Uçma yetisi olmayan penguenler açık kumsalı Yaya olarak geçmek zorunda. | Open Subtitles | البطاريق لاتطير، وعندعَودتها يَجِبُ أَنْ تَعْبرَ الشاطئَ المفتوحَ مشياً على الأقدام. |
| Ulaşım çok basit, herkes hareketliliğe beş dakikalık uzaklıkta. | TED | والمواصلات جميعها بسيطة جداً. الجميع على بعد خمس دقائق سيراً على الأقدام من التنقل. |
| Katırlarımızla beraber yayan ilerliyorduk. | Open Subtitles | كنا نتقدم سيراً على الأقدام مصطحبين معنا حيوانات الجر |
| Hem de nasıl! yayan, atla ve deveyle. | Open Subtitles | يمكنك تقول ذلك ضعف مشيا على الأقدام ، على ظهر الفرس وعلى الجمل |
| yayan gelmeleri gerekebilir! Günlerce, bir hafta sürebilir! | Open Subtitles | من الممكن أن يجيئوا هنا مشياً على الأقدام قد يستغرق أيام، أسبوع |
| Sonrasında arabayı bırakıp sınırı yayan geçeriz. | Open Subtitles | سَنَتخلّصُ منها ونَعْبرُ مشياً على الأقدام |
| ülkemin kadınlarının bile yayan geçebileceği çöllerde. | Open Subtitles | في الصحاري أولائك النِساءِ مِنْ بلادي يُمْكِنُهم أَنْ تَعْبرَوها مشياً على الأقدام. |
| Elbette ki buraya Yürüyerek ulaşmak böyle uzun zaman alıyor. | Open Subtitles | بالطبع يستغرق كثيرا من الوقت للوصول هنا مشيا على الأقدام |
| Exhampton'a gitmek, Yürüyerek iki saat almış olabilir ama kayaklarla. | Open Subtitles | قد تأخذ ساعتين سيرا على الأقدام الى اكسهامبتون فى الثلج, |
| Geriye dönmemiz gerektiğini, Mako'ya Yürüyerek dönmeye çalışıp ve başarmamız gerektiğini. | Open Subtitles | أنه يجب أن نعود ونحاول أن نلتف ونعود لماكو على الأقدام |
| Bütün ekiplerin dikkatine. Liseden Yaya olarak kaçan bir şahıs var. | Open Subtitles | عندنا هاربة على الأقدام في المدرسة الثانوية مشتبه به للقتل , أنثى |
| Birini eyalet karayoluna Yaya olarak gönderebiliriz. | Open Subtitles | نحن يمكن أن نرسل شخص ما إلى الطريق الرسمي مشيا على الأقدام. |
| Şüpheli, Cedar Farm'dan Yaya olarak kuzeye ilerleyen beyaz erkek. | Open Subtitles | لدينا رجل أبيض يسير على الأقدام متجهاً نحو الشمال في مزرعة الأرز |
| Ev pistin bitiminde, 1 kilometre uzaklıkta. Sonra içeri girebilirsiniz. | Open Subtitles | إنها حوالي ألف متر عبر المدرج ثم عليك أن تتابع السير على الأقدام |
| Ama bu günlük spamız, şarap barımız, ateşimizi söndürecek bir yer demek ve tüm bunların hepsi yürüme mesafesinde. | Open Subtitles | ولكن هذا يعني أن سيكون لدينا منتجع صحي في اليوم، بار النبيذ، ومحطة النار، مسافة قصيرة سيرا على الأقدام. |
| 1733'te Albay James Oglethorpe, hiçbir mahallenin bir parka uzaklığının iki dakikalık yürüyüş mesafesinden daha fazla olmamasını sağlama almak için Georgia eyaletindeki Savannah kentinin planlamasını yaptı. | TED | في عام 1733، خطط العقيد جيمس أوغليثورب لمدينة سافانا - جورجيا لضمان عدم وجود أي حي على بُعد أكثر من دقيقتين سيراً على الأقدام من منتزه. |