emekli olmama daha 3 gün var. Son ana kadar çalışmak istiyorum. | Open Subtitles | تبقت 3 ايام على التقاعد اريد ان استغلها جيدا |
Senin başka bir hizmetçiyi emekli etmenin derdini çekemem. | Open Subtitles | أستمعي جيداً بينما أنا في العمل لا يمكنني القلق على أنك تدفعين مدبرة منزل اخرى على التقاعد |
COMSTAT'tan sonra, emeklilik işlerine gideceksin teğmen olarak emekli olmak için gerekli evrakları dolduracaksın. | Open Subtitles | سلّم أوراقك وأحِل نفسك على التقاعد غدا في مؤتمر عرض الإحصاءات |
Seninle direk temasa geçtiğim emekli edilebilirim. | Open Subtitles | يمكن أن يحيلوني على التقاعد للإتصال بك مباشرة |
Şehre yeni geldim ve Emeklilik için oldukça gencim. | Open Subtitles | لقد وصلتُ لهذه المدينة للتو، ولا زلتُ صغيرًا على التقاعد |
Kim duymadı ki? Emeklilik için biraz genç duruyordu. | Open Subtitles | الجميع سمع بذلك يبدو صغيراً على التقاعد |
Bu güzel surat nasıl bir dedektifi erken emekli etmiş ki? | Open Subtitles | كيف يمكن لهذا الوجه اللطيف تجبر مخبر على التقاعد المبكر |
Evet, Barry emekli olmak zorunda kaldı. | Open Subtitles | نعم، لقد كان ينبغي أن أحيل اسم باري على التقاعد |
Pek çok çalışanın emekli paraları iç edildi. | Open Subtitles | العديد من الأشخاص العاملين الكادحين أجبروا على التقاعد بعد أن إستنفذت معاشاتهم. |
emekli olunca ona bir tekne alacaktık. | Open Subtitles | لن نذهب لشراء قارب, عندما كان على التقاعد. |
Ofis bu müvekkili alırsa babam da emekli olur. emekli olmalı artık Amy. Canıma yetti artık. | Open Subtitles | المكتب سيحصل على الزبون و أبي يحصل على التقاعد سوف يتقاعد يا إيمي أنا أختنق |
Böylece, Erken emekli olursun ve emeklilik maaşın artabilir | Open Subtitles | لذا، يمكنك الحصول على التقاعد المبكر وزيادة المعاش التقاعدي |
Beni emekli olmaya zorlayabilirler ama bu bana sizinle uğraşmaya daha çok zaman verir. Sizi yakalayacağım. | Open Subtitles | يمكنهم إجباري على التقاعد لكن هذا سيمنحني فقط المزيد من الوقت لأتفرَّغ لكِ |
Ama ordu ve polislikte emekli olursun. | Open Subtitles | ولكن فقط في الجيش والشرطة تحصل على التقاعد |
Soruşturmaya devam etmiş ama sonra emekli olmak zorunda bırakılmış. | Open Subtitles | لم يتوقف عن التحقيق بالموضوع الى أن تم ارغامه على التقاعد |
Yıllardır benim emekli olmamı istiyorlardı. | Open Subtitles | لقد كانوا يريدون وضعي على التقاعد منذ سنوات |
41 senedir bir lisede İngilizce öğretmenliği yapıyormuş ama sonra emekli edilmiş. | Open Subtitles | لقد علّمت اللغة الإنجليزيّة لطلاب الثانويّة لـ41 عاما، ومن ثمّ أجبرت على التقاعد. |
Patronunu da zorunlu emekli ederler. | Open Subtitles | إجبَار رئيسك في العمل على التقاعد المُبكر. |
- Emeklilik için çok gencim | Open Subtitles | -أنا صغيرة جداً على التقاعد المبكّر . |