| İzinsiz girdiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | اسفة على الدخول دون اذنكم |
| İzinsiz girdiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | ! أعتذر على الدخول دون استئذان |
| Paul Glouski bir eşek şakası için kendi iradesi dışında bu aracın... içine girmeye zorlandı ve bir daha ne görüldü ve duyuldu." | Open Subtitles | أُجبِر بول غلوسكي على الدخول فيها رغماً عنه في مزحةٍ صبيانية, ولم يُرى بعدها أو يُسمعُ به |
| - Neden onu öldürmüşler? - Zorla girildiğine dair iz yok. Saldırganlarını tanıyormuş. | Open Subtitles | لا علامة على الدخول عنوة على الأغلب أنه يعرف الذي هاجمه |
| İstediğin an bir odaya girip çıkabilmeyi. | Open Subtitles | ولكي أكون قادر على الدخول والخروج من أيّ غرفة في أي وقت تريد |
| Bir arkadaşım burada hemşire. İçeri girmeme yardımcı oldu. | Open Subtitles | صديقة لي، ممرضة هنا، عاونتني على الدخول. |
| Pilot farklı bir frekansa girmeyi başarmış ve HTKM bu şekilde helikopterin kaçırıldığını anlamış. | Open Subtitles | وكان الطيار قادرا على الدخول إلى تردد مختلف، التي نبهت مراقبة الحركة الجوية |
| Gerçeklerden şaşmayalım. Zorla mı girilmiş? | Open Subtitles | فلنلتزم بالوقائع هل كان هناك دلائل على الدخول عنوة؟ |
| Durun, dinleyin. Hapse girmek için fazla güzelim. | Open Subtitles | لا ، انتظر ، أنا وسيم جداً على الدخول للسجن ، لقدأسقّط حذائى |
| Donna, kimseyi zorla internete sokup, bunu izletmiyorum. | Open Subtitles | دونا, انا لم أرغم اي احد على الدخول و المشاهدة |
| En iyi pozu alabilmek için güvenlik çemberi alanı içine girmeye zorlanmak istiyorlar. | Open Subtitles | يريدون أن يُجبروا على الدخول لمنطقة مخصصة للحصول على أفضل صورة |
| Fet ve Bay Quinlan Efendi'yi onu sonsuza kadar hapsedecek gümüş kutunun içine girmeye zorlayacağız. | Open Subtitles | "فيت" والسيد "كوينلن" سنجبره على الدخول حيث ستأسره الفضة الى الأبد. |
| Zorla girildiğine dair bir iz veya parmak izi yok. | Open Subtitles | و لا توجد آثار على الدخول عنوة و لا توجد بصمات أصابع |
| Dairenizde kimse yok. Zorla girildiğine dair bir iz yok, parmak izi yok. | Open Subtitles | لا يوجد أحد في شقتك ، و لا توجد آثار على الدخول عنوة و لا توجد بصمات أصابع |
| İçeri zorla girildiğine dair bir iz de yok! | Open Subtitles | نفس آخر مرة، وهناك أي علامات على الدخول عنوة. |
| Oraya girip onlara yardım edebilecek tek kişi ben olabilirim. | Open Subtitles | ربما أكون الشخص الوحيد القادر على الدخول هناك ومساعدتهم |
| -İçine girmeme yardım eder misiniz? | Open Subtitles | هل ستساعدنى على الدخول من فضلك |
| Victor ve A.C., binayı havaya uçurmadan önce, 33.1'in ana bilgisayarına girmeyi başardılar. | Open Subtitles | فيكتور و كانوا قادرين على الدخول على الحاسب الرئيسى للــ 331 قبل تفجير البناية |
| Çünkü zorla girilmiş olduğuna dair hiçbir iz yok. | Open Subtitles | لأنه لا يوجد أي مؤشر على الدخول عنوة هنا. |
| İçeri girmek için ısrar etti, sonra bana ilan-ı aşk etti. | Open Subtitles | ،ولكنّه أصرَّ على الدخول وبعد ذلك صرّح بحبه لي |
| Donna, kimseyi zorla internete sokup, bunu izletmiyorum. | Open Subtitles | دونا, انا لم أرغم اي احد على الدخول و المشاهدة |