Peki, yarın Saat 4'teki müdür toplantısı hâlâ geçerli, değil mi? | Open Subtitles | وهل مازال الاجتماع بالمدير الإقليمي قائماً يوم غد على الساعة الـ4: |
Sabah 9'da bir uçak var. Saat 3'te de dönüş. | Open Subtitles | ثمة طائرة على الساعة 9 صباحاً وستعود في الثالثة مساءً |
Evet, Saat on'da altı tane kız rezerve edebilir misiniz? | Open Subtitles | نعم ، ربما حجز لستة على الساعة 10: 00 ليلا؟ |
Yine de bana yemek borçlusun, akşam 8'de deniz ürünleri. | Open Subtitles | ما زلت مدين لي بعشاء في كراستيشن على الساعة الثامنة |
Saati 4:15 te durmuş belli ki uçak tam o saatte düşmüş. | Open Subtitles | ساعته توقفت على الساعة 4: 15 وعلى ما يبدو عندما تحطمت الطائرة |
Öğleden sonra Saat 3'te Asya Umut Cemiyeti'nde yapacağı... bir konuşma dışında. | Open Subtitles | ما عدا خطاب هذا المساء. في 'إتفاق مجتمع آسيا' على الساعة الثالثة. |
Bildiğim kadarıyla Saat 9:00'da yatağa giren tek küçük gangster sensin. | Open Subtitles | حسنًا، أنت المتعة الوحيدة التي أعرفها والتي تنام على الساعة التاسعة |
Saat 9'da kalkmanı neden önemseyeyim ki? | TED | لماذا علي أن أهتم إذا جئت للعمل على الساعة التاسعة صباحا؟ |
İniş -- 3:14 ve 48 saniye öğleden önce, Merkezi Saat. CH: Ve taklalar atıyorsunuz. | TED | الهبوط على الساعة 3:14 و48 ثانية، صباحا بالتوقيت المركزي. |
Alf, sekizde oynuyor. Saat, daha geç olmalı. | Open Subtitles | يبثون الف على الساعة الثامنة والساعة قد تعدت الثامنة بكثير |
Saat 10'da Crawford ile görüşmeliyim ve bazı telgraflar çekmeliyim. | Open Subtitles | على الساعة ال 10: 00 يجب ان ابحث عن كروفورد لارسال بعض البرقيات |
Saat 7:00'de, tabureyi tekmeleyecekler 07:03'te hapishanenin avlusundan çıkacaksın içinde bir daktilo ve tab odası olan bir ambulans seni bekliyor olacak. | Open Subtitles | سيشنق الرجل على الساعة الـ7: 00 مع الـ7: |
gün gelecek. Amel tam akşam üzeri 5:17'de öldü, bunu sokağa düştüğünde, | TED | قُتلت أمل على الساعة 5:17 مساءاً ، ونعرف ذلك لأنها عندما سقطت في الشارع، كُسرت ساعتها. |
11'e 19 dakika var. Saat 11'de yatmış olmalıyım. | Open Subtitles | باقي 19 دقيقة على الساعة الحادية عشر يجب أن أخلد للنوم في الساعة الحادية عشر |
Uçağınız 9:55'te, 33. kapı, 2. terminalden kalkacak. ıyi yolculuklar beyefendi. | Open Subtitles | ستسافر على الساعة 9 و 55 دقيقة المدخل 33، الجناح 2 |
Tamam, şimdi, evin dört blok yarıçapında trafik kameraları var ve ilk 911 çağrısı bu sabah 05:23'te gelmiş. | Open Subtitles | لدينا كاميرات المرور في محيط أربع مربعات سكنية حول المنزل وأول اتصال بالطوارئ كان على الساعة 5: 23 صباحاً |