| Şu şekilde konsorsiyumlar (iki veya daha fazla işletmenin geçici işbirlği) hayal edin: teklifleri yürürlüğe koyan, her bir işlemde en düşük yüzde gelir elde eden her şeyi finanse eden Anlaşmayı yapar. | TED | وتخيلوا أن يقال للائتلاف الذي يحاول الدخول في العطاء، من يقدم أقل نسبة عن كل عملية لتمويل كل شيء سيحصل على الصفقة. |
| Onun yerine arkamdan iş çevirdi, Anlaşmayı onayladı ve beni çok huzursuz bir durumda bıraktı. | Open Subtitles | , بدلاً من هذا ذهب من خلفي , و وافق على الصفقة و تركني في وضع غير مريح |
| İlk giden ...Anlaşmayı yapar. Sabıkasız bir anne olarak, seni alacaklardır. | Open Subtitles | وأول من يفعل يحصل على الصفقة لأول مرة تتهم ، أم وحيدة |
| İIk giden ...Anlaşmayı yapar. Sabıkasız bir anne olarak, seni alacaklardır. | Open Subtitles | وأول من يفعل يحصل على الصفقة لأول مرة تتهم ، أم وحيدة |
| Anlaşmayı bağladım; ama senden teyit almalıyım. | Open Subtitles | لقد حصلنا على الصفقة ولكن عليّ أن أتكلم معك حالاً |
| Eğer Sean Anlaşmayı kabul ederse, hayatını hapishanede geçireceksin. | Open Subtitles | ,لو شون حصل على الصفقة ستذهب للسجن لمدة كبيرة |
| Anlaşmayı sağladığımızda... ..birilerinin şampanya açması gerekiyordu. | Open Subtitles | حالما نتفق على الصفقة نفتح زجاجة شمبانيا |
| Diğerini ilk önce ele veren Anlaşmayı alır. | Open Subtitles | المتهم الأول الذي سينقلب على الآخرين يحصل على الصفقة |
| Eğer bu Anlaşmayı kabul edersen Georgia eyaletinin bu suç için seni infaz etme olasılığı yok. | Open Subtitles | ،لو وافقت على الصفقة ليس هنالك أيّةُ وسيلة لولايةِ جورجيا .تجعلهم يعدمونك لهذه الجريمة |
| Delege Anlaşmayı onayladı. Önemli sahiplerin hepsinden destek aldım. | Open Subtitles | وافق المفوض على الصفقة أتمتع بدعم كل المالكين الأساسيين |
| Sanık önerdiğim Anlaşmayı kabul etmeliydi. | Open Subtitles | كان على المتهمة أن توافق على الصفقة التي عرضتها عليها |
| Benden savcılığın önerdiği Anlaşmayı kabul etmemi istiyordu. | Open Subtitles | لقد أراد مني أن أوافق على الصفقة التي عرضت علي |
| Öldürülmesinden bir saat sonra yıllardır engellediği bir Anlaşmayı imzaladınız. | Open Subtitles | حسنا، بالكاد ساعة بعد مقتله، كنت أغلق على الصفقة عنيدا تم عرقلة لسنوات. |
| Anlaşmayı kontrol ettirdiğim muhasebeciler birkaç tane bildirilmemiş ödeme buldu. | Open Subtitles | المحاسبين كنت قد تبحث على الصفقة لم تجد عدة دفعات يتم الإبلاغ عنها. |
| Sadece Anlaşmayı yapacak kişiye söylerim. Gabriel. | Open Subtitles | سأفتحها فقط للرجل الذي سيوافق على الصفقة |
| Siz de aynı Anlaşmayı yapabilirsiniz. | Open Subtitles | كان بإمكانك الحصول على الصفقة نفسها |
| Babana söyle. Anlaşmayı o yaptı. | Open Subtitles | أخبر أبيك هو من وافق على الصفقة |
| Anlaşmayı kapmaya çalışan o olmalı, biz değil. | Open Subtitles | هو من سيحصل على الصفقة, وليس نحن |
| - Ne söylediğini bilirken neden Zegan hiç mücadele bile etmeyip müvekkilini hapse atacak bir Anlaşmayı kabul etsin ki? | Open Subtitles | -بعلمه بما قالته، لما وافق على الصفقة التي تضع موكلته وراء القضبان بدون أن يقاتل حتى |
| Bu yüzden mi Anlaşmayı imzalamak istemedin? | Open Subtitles | أهذا هو سبب رفضك للتوقيع على الصفقة |