| Büyük bir güce sahip olup idrakınızı aştığını görmek dayanılamaz olmalı. | Open Subtitles | للحصول على القوة ورؤيته يهلك في متناول يدك هذا غير محتمل |
| Bu, şu an yapmakta olduğunuz şeyi değiştirmek için gereken, otomatik pilottan yeni bir şeye geçmek için gereken güce deniyor. | TED | هذا ما يطلقون على القوة المطلوبة لإحدات تغيير في كل ما تقوم به اعتماد الطيار الآلي للقيام بشيء جديد. |
| Tellere tam Güç elektrik yüklemeye hazır ol. Benim emrimle. | Open Subtitles | و لتكون جاهزا لوضع السياج الكهربائي على القوة الكاملة بامري |
| Anonim bir tehdit mektubunun bir Güç göstergesi olduğu söylenemez. | Open Subtitles | لا أعتقد أن تهديداً من شخص مجهول يدل على القوة |
| Yeni seçim kural ve yöntemleri kullanabiliriz, böylece finansal gücün bir daha asla demokratik gücü alt etmemesini sağlarız. | TED | يمكننا استخدام قواعد ونهج جديدة للانتخابات لضمان أن القوة المالية لن تتغلب مجددًا على القوة الديمقراطية. |
| Burada aklının almayacağı bir gücü kontrol altına almak için oturmuş plan yapıyorsun. | Open Subtitles | أنت تجلس هنا وتقوم بعمل تخطيط للسيطرة على القوة التي تتعدى فهمك |
| Suriye diktatörü Beşar Esad'a sorun, Sizi temin ederim ki Facebook sayfası katılımın gücünü içermemektedir. | TED | فقط اسأل الديكتاتور السوري بشار الأسد، أؤكد لكم أن صفحته على الفيسبوك لم تتحصل على القوة من المشاركة. |
| Ve konuşma boyunca hep güçlü sen ol. | Open Subtitles | وحافظ دائماً على القوة في المحادثة |
| Süper kuvvete sahip olacağı zamanı iple çekiyorum. | Open Subtitles | لا استطيع الإنتظار حتى تحصل على القوة المطلقة |
| Ama bu onları güce katmamız gerektiği anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | لكن الذي لا يعني بالضرورة نحن يجب أن نضعهم على القوة |
| Sanırım hiçbir zaman güce sahip olamayacağım, değil mi? | Open Subtitles | أعتقد بأني لن أحصل أبدا على القوة, أليس كذلك؟ |
| Güçsüzlüğümüzü ve büyük fakirliğimizi kabul etmemiz bir davet, diğerleriyle güce dayalı bir ilişki kurmamak açısından önemli bir cazibe. | Open Subtitles | تقبل ضعف قوتنا وفقرنا الشديد إنها دعوة ، نداء عاجل لنصنع مع الأخرين علاقات غير مبنية على القوة |
| Birinin galaksideki bütün güce sahip olmasına rağmen tek bir senatörün kelimelerinin milyonların düşüncesini değiştirmesi olağanüstü, değil mi? | Open Subtitles | اليس هذا رائع هذا الشخص يمكن ان يحصل على القوة كلها التى بالمجرة وحتى الان كلمات السيناتور الوحيد |
| Tanrım, neden bu yarışmayı Güç ve yakışıklılık üzerine kurdum ki? | Open Subtitles | يا إلهي لماذا جعلتها مسابقات تعتمد على القوة و الجمال ؟ |
| Pekin Olimpiyatları, Çin'in süper Güç gösterisiydi. | TED | أولمبياد بكين كان مثالا على القوة الناعمة الصينية. |
| Ve bir de gücü korumak için gereken şiddet araçları. Vahşiler gibiyiz! | Open Subtitles | كما قدّم لنا آلات العنف التي نحافظ بها على القوة و أصبحنا مثل الوحوش |
| Alım gücü konusunda Dünya'daki en büyük potansiyele sahip pazar bu. | Open Subtitles | لأجل الحصول على القوة إنها أفضل سوق ممكنة في العالم |
| Seni bu anda tutabilme gücünü bulabilmem için bana yardımcı ol. | Open Subtitles | ساعديني في العثور على القوة التي تُبقيكِ في هذه اللحظة. ابقِ معي. |
| Ve konuşma boyunca hep güçlü sen ol. | Open Subtitles | وحافظ دائماً على القوة في المحادثة |
| Gerçek, dünyada hiçbir hükumetin, Idi Amin'inki gibi birkaç istisnanın dışında, yönetim aracı olarak sadece kuvvete dayanmayı amaçlayamayacağıdır. | TED | الحقيقة هي، أنه لا توجد دولة في العالم، بإستثناء عدد قليل مثل عيدي أمين، يمكن أن تسعى إلى أن تعتمد اعتمادا كليا على القوة كأداة للحكم. |