| Ama seni ilk gördüğümden beri, ...seni kürsüde gördüğümde, | Open Subtitles | .. و لكن أول ما رأيتك .. و أنت واقف على المنصة |
| kürsüde ve jüride düşmanları olan bir siyah... nasıl adil bir şekilde yargılanabilir? | Open Subtitles | كيف سيحصل رجل أسود على محاكمة عادلة والعدو يجلس على المنصة وفي مكان هيئة المحلفين؟ |
| Bu palyaçoyu kürsüye çıkarır bir dakika içinde gerçeği söyletirim. | Open Subtitles | سأضع هذا المهرج على المنصة و سيخبرني الحقيقة في دقيقة |
| O zaman sana, bu insanların hepsini arayıp, kürsüye çıkarmanı öneriyorum. | Open Subtitles | اذاً أنا أقترح انك تكلم كل واحدٍ منهم وتضعهم على المنصة |
| Felice bir araştırmacı değil, o sadece bir sahnede oynuyor. | TED | "فيليس" ليست بمحققة، إنها تمثل دور المحقق على المنصة فحسب. |
| Beni sanık kürsüsüne oturtman, çok akıllıcaydı. Bütün o "erkek ol" olayları. | Open Subtitles | الطريقة التى وضعتنى بها على المنصة كانت طريقة رائعة |
| Bir daha asla sahneye çıkmana izin vermememi hatırlat bana, evlat. | Open Subtitles | ذكرني أن لا أظهرك على المنصة مجددأ يا فتى |
| Elimde olmadan, tek derdin podyumda yanında duracak bir aile mi acaba diye merak ediyorum. | Open Subtitles | . . و لا استطيع منع نفسي من التساؤل ربما أنت تبحث عن امرأة جميلة لتقف معك على المنصة |
| Başlangıçta, bu platformda karşılaştığım insanlar tam da beklediğim gibi düşmanca davranıyordu. | TED | في البداية، كان الناس الذين قابلتهم على المنصة عنيفين كما توقعت. |
| Ama hepinize söylüyorum, o kürsüde hiç kimse yalan söylemeyecek. | Open Subtitles | لكني سأخبركم الآن لن يقوم أحدكم بالكذب على المنصة |
| Nasıl olurda birisi gidip kürsüde "ben bir şerler gördüm ama ne gördüğümü bilmiyorum" diyebilir? Ian, dostum, Eğer müracaat etmezsek- | Open Subtitles | كيف لشخصٌ ما يقف على المنصة ويقول أني قلتُ أشيائاً، والتي حتى لا أعرفها |
| Umarım kürsüde daha inandırıcı olursun. | Open Subtitles | آمل أن تكون قابلاً للتصديق أكثر على المنصة |
| - Ne? kürsüde yalan söyleyecek kadar cesaretli olduğunu fark edemedim. | Open Subtitles | لم أكن أدرك أنه لديه الجرأة للكذب على المنصة |
| Sayın Yargıç, kürsüye gelebilir miyim? | Open Subtitles | حضرة القاضي أطلب محادثة المحامي على المنصة |
| Peder Bobby'nin kürsüye çıkıp John ve Tommy'nin öcünü alabilelim diye... yalan söylemesini izlemek beni sarsmıştı. | Open Subtitles | أنا أبداً ما تَعافيت من رؤية الأب بوبي على المنصة ويكذب لنا إلى حتى النتيجة لجون وتومي |
| Asla sabıkalı birini bilerek kürsüye çıkarmazdım. | Open Subtitles | لم أكن لأضع مجرما محكوما على المنصة بعلمي |
| 2 yıldan az bir zamanda umarım beni sahnede izleyebileceksin. | TED | في أقل من عامين، أرجو أن تتمكن من مشاهدتي أتمشى على المنصة. |
| Madem sahnede bir robot müzisyenimiz var, neden onu tam donanımlı bir müzisyen yapmayalım, dedim. | TED | و فكرت . نحن لدينا روبوتات موسيقية بالقعل على المنصة لماذا لا نجعل منها موسيقيين كاملو العضوية |
| Tanık kürsüsüne çıkıp bunu jüriye anlattığımda Largent'ın iddiası çürüyecek. | Open Subtitles | حسنا الأن عندما أجلس على المنصة واخبر المحلفين بهذا الأمر قضية لارجنت ستتفتت |
| - Dur. Artık duralım. - Neden hep köprüde takılıp... | Open Subtitles | توقفى لنتوقف الان ولماذا تجلس على المنصة |
| Demek istediğim, kürsüden inmene sebep olan ulusal güvenlik meselesini açıklayabileceğimizi düşünüyorum. | Open Subtitles | الخلاصة هى أننى أعتقد أنه يمكننا تفسير مشكلة الأمن القومى التى اخرجتك من على المنصة |
| İç İşleri Bakanlığı Müsteşarı, Diego Portales'te kürsüdeki yerini aldı. | Open Subtitles | وكيل وزارة الداخلية على المنصة |
| Dalia Mogahed: Bu sahne sizi yanıltmason derim, ben tamamen sıradanım. | TED | داليا مجاهد: سأقول، لا تدعوا وقوفي على المنصة يخدعكم، أنا امرأة عادية تمامًا. |