| Sen altın madalyalı ağır siklet tacını takan çocuksun | Open Subtitles | أنت الحائز على الميدالية الذهبية بالتاج في الوزن الثقيل |
| altın madalyalı Japon artistik patinajcısı mısın? | Open Subtitles | أنتي متزلجة على الجليد حاصلة على الميدالية الذهبية اليابانية؟ |
| 'Beden Eğitimi Öğretmenimiz / Rae Olimpiyatlarında altın madalyalı seks atleti.' | Open Subtitles | معلم التربية البدنية /حاصل على الميدالية الذهبية \رياضي جنس في دورة العاب ري الاولمبية |
| altın madalya sadece cesaret ve azim dolu bir yürekle alınır. | TED | وحده القلب الذي لا يخاف والممتلأ بالإصرار هو الذي سيحصل على الميدالية الذهبية |
| Şaşırtıcı değil -- bu yıl 100 metre koşusunda altın madalya kazandı. | TED | ليست مفاجئة -- فقد حصلت هذه السنة على الميدالية الذهبية لسباق 100م. |
| Açıklamaları karısı yaptı, Ludmilla Vobet Drago - yüzmede altın madalya sahibi. | Open Subtitles | برايز رينج دعيا من قبل زوجتة لودميلا دراجو الحاصلة على الميدالية الذهبية فى السباحة. |
| Anlamıyor musun? Şu an Cinsel Özel Olimpiyatlarında altın madalya kazanmış gibisin. | Open Subtitles | لقد حصلت على الميدالية الذهبية في الأولمبياد الجنسي |
| Derice'in babası Ben Barrock 20 yıl önceki yaz olimpiyatlarında altın madalya almıştı. | Open Subtitles | والد "ديريس" "بن بانوك" حصل على الميدالية الذهبية لسباق العدو مسافة 200 متر في الألعاب الألومبية الصيفية قبل 20 سنة |
| altın madalya almış. | Open Subtitles | لقد حصل على الميدالية . الذهبية |
| altın madalya kazan. | Open Subtitles | إحصل على الميدالية الذهبية. |
| Hikâyenin içinde eğitilmiş bir Guatemala kinkajousu Bolşoy Balesi'nin baş balerini ve olimpiyat altın madalya ödüllü Duke Kahanamoku'nun sörf tahtası var. | Open Subtitles | انها تتضمن حيوان كنكاج جواتيمالي مُدرب راقص باليه من فريق البولشوي وقائدة فريق رقص باليه والحاصل على الميدالية الذهبية الأوليمبية الدوق (كاهانا موكوز سيرف بورد) |