| Pekala, öyle görünüyor ki, üzerimizd pürüzsüz gökler var, yani Mexico'ya Tam zamanında gelmiş olmalıyız. | Open Subtitles | حسناً ، يبدو أنه لا يوجد لدينا فوق رؤوسنا إلا سماء صافية لذا سنصل إلى المكسيك على الوقت تماماً |
| Ağacı süslemek için Tam zamanında geldin. Hadi şu ağacın tozunu attıralım. Biraz da sim serpiştirelim. | Open Subtitles | وانت على الوقت لتساعدي بتزيين الشجرة دعونا نزين هذا الشيء تزيينا رهيبا دعونا نضع عليها بعض الشرائط اللامعة |
| - Benim doğum günüm. - Ve sende Tam zamanında mı toparlandın. | Open Subtitles | لـ عيد ميلادي و انتي تعافيتي على الوقت بالضبط |
| Değerli insanlarla, gereksiz şeyler uğruna boşuna harcadığım zaman için pişmanım. | TED | و ندمت على الوقت الذي ضيعت على أمور غير مهمة مع أشخاص يهمونني. |
| Beraber geçirdiğimiz zaman için sana teşekkür etmek istedim. | Open Subtitles | لكن أنا لا أكترث اريد فقط أن أشكرك على الوقت الذي امضيناه معاً |
| Bu gece geçirdiğimiz güzel vakit için teşekkürler. | Open Subtitles | حسنًا , أشكرك على الوقت الممتع الذي قضيناه هذه الليله معًا. |
| Elini kaldıran herkese, zamanlarını birine bakarak geçirdikleri için teşekkür ederim. | TED | شكرا لكل من رفع يده على الوقت الذى قضاه فى الرعاية |
| Kahramansı bir final için Tam zamanında. | Open Subtitles | تماماً على الوقت المناسب ، لنهاية بطولية. |
| Erken mi geldim? - Yok yok, Tam zamanında. | Open Subtitles | لا , في الواقع , كنت على الوقت. |
| - Saat üç, Tam zamanında. | Open Subtitles | الثالثة ظهراً، على الوقت تماماً |
| Buradasınız, Tam zamanında. Merhaba, tatlım. | Open Subtitles | ها أنت ذا تماما على الوقت أهلاً دارلينغ |
| Tam zamanında geldin. | Open Subtitles | الليلة الوحيده التي تأتي فيها على الوقت |
| Evet. Aptalca ve Tam zamanında. | Open Subtitles | أجل , بدون عناء وتماما على الوقت |
| Tam zamanında! | Open Subtitles | 43 تماماً على الوقت |
| Belki de beraber geçirdiğimiz zaman için Tanrı'ya şükretmeliyim. | Open Subtitles | ربما ينبغي علي أن أشكر الله على الوقت الذي قضيناه سوياً |
| Hayır, zaman için endişelenmemize gerek yok. | Open Subtitles | لا، لا داع لأن تقلقي على الوقت |
| Güle güle. Geçirdiğimiz zaman için teşekkürler. | Open Subtitles | وداعاً، شكراً على الوقت الرائع. |
| Sadece güldün ve geçirdiğimiz harika vakit için teşekkür ettin. | Open Subtitles | إبتسمت و شكرتنى على الوقت الجميل |
| Eğlenceli vakit için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً على الوقت الممتع |
| Oyuncuların oyun oynayarak geçirdikleri zamandan, oyun oynayarak geçirmeleri için onları teşvik ettiğim zamandan pişmanlık duymasını istemiyorum. | TED | لا أريد أن يندم اللاعبين على الوقت الذي قضوه في اللعب، الوقت الذي شجعتهم على قضائه |