| Hoşuma gitmiyor ama hasta, yalnız ve umutsuzca sana ihtiyaç duyan bir kadın için üzülmeme de engel olmuyorlar. | Open Subtitles | إننى لا أحبهم لكن هذا لا يمنعنى من الأسف على امرأة تشعر بالمرض و الوحدة و بحاجة شديدة للمساعدة |
| Şey, Bayan Caldwell 36 yaşındaki bir kadın için güzel ve çekici idi. | Open Subtitles | حسناً السيدة كانت جميلة وساحرة على امرأة بعمر 36 |
| - Böyle bir parayı hayatının geri kalanını hapiste geçirecek kör bir kadına harcamak! | Open Subtitles | على امرأة عمياء ستقضي باقي حياتها في السجن |
| Echo Park'ta yaşlı bir kadına saldırmak üzereyken yakaladık. | Open Subtitles | أمسكناه و هو يتهجم على امرأة عجوز في حديقة إيكو |
| Güzel kadını ve onun geri zekalı seyisini vurmak üzereyim. | Open Subtitles | أنا أوشك أن أطلق النار على امرأة جميلة وسايسها المتخلف |
| Cuma gecesi Tukwila'daki bir barda yaşlı bir hatun tavlamıştım. | Open Subtitles | تعرفت على امرأة كبيرة في السن ليلة الجمعة ( في حانة ما في ( تكويلا |
| Neden böyle bir kadın için yeteneğimi, atımı ve hayatımı boşa harcıyorum ki? | Open Subtitles | لماذا ينبغي أن أهدر موهبتي وحصاني وحياتي على امرأة ؟ |
| Düşündüm de başka bir kadın bulsaydın mesela herhangi bir kadın. | Open Subtitles | .. كنت أفكر فقط لو كنت تستطيع العثور على امرأة أخرى أي امرأة |
| Demek, her emrini yerine getirecek bir kadın yerine, kendi görüşleri olan bir kadını tercih ediyorsun. | Open Subtitles | يمكنك الحصول على امرأة تطيع جميع أوامرك لكنّك تفضلّ امرأة لها رأيها الخاص؟ |
| Nihayet cinsellik konusunda kendi kadar açık olan bir kadın bulmuştu. | Open Subtitles | وقالت إنها عثرت على امرأة كانت مفتوحة كما حول حياتها الجنسية كما لها. |
| Zehirli bir kadın üzerinde, hasar kontrolü yapmam gerekti. | Open Subtitles | كان هناك حالة التحكم بالضرر على امرأة مسمومة |
| İki Orta-Doğulu terörist, Savunma Bakanlığı için üretim yapan bir şirkette çalışan bir kadına saldırırken öldürüldü. | Open Subtitles | متطرفين من الشرق الأوسط قتلا عندما حاولا الاعتداء على امرأة تعمل في مصنع للقطع لوزارة الدفاع ؟ |
| bir kadına hiç ateş etmedim, şimdi de öyle bir niyetim yok. | Open Subtitles | أنا لم أطلق على امرأة من قبل و لن أفعلها الآن |
| Bir adam, bir kadına tecavüz edip sonra da öldürmek için evinde saldırıyor ona. | Open Subtitles | هجم رجلاً على امرأة في منزلها كي يعتدي عليها ويقتلها |
| Maribel Bölgesinden bir adam dün öğle saatlerinde gerçekleşen, Manitowoc'lu bir kadına saldırı ve ırza tecavüz olayıyla ilgili hâlen Manitowoc İlçe Hapishanesinde tutuluyor. | Open Subtitles | الرجل سيبقى في سجن مقاطعة مانيتوك بدون كفالة بسبب الضرب الوحشي و الاعتداء الجنسي على امرأة من مانيتوك بعد عصر الأمس |
| Güzel bir Hint kadını bul ve onu Hristiyan yap. | Open Subtitles | اذهب و اعثر على امرأة هندوسية جميلة و ردها الى النصرانية |
| Cuma gecesi Tukwila'daki bir barda yaşlı bir hatun tavlamıştım. | Open Subtitles | تعرفت على امرأة كبيرة في السن ليلة الجمعة ( في حانة ما في ( تكويلا |
| Suçu Haplin'in üstüne ya da karanlığın ya da Chloe denen kadının üstüne atmaya başlama. | Open Subtitles | لا تبدأ بإلقاء اللوم على هابلين أو على الظلام أو على امرأة أسمها كلوي |