| Ve orada, oturduk, ve orada Everest Dağı'nda neyin yanlış gittiğini sorguladık. | TED | وهناك، جلسنا أسترجعنا بسرعة ما حصل بصورة خاطئة هناك على جبل آيفرست |
| En kötü kısmı ise, o sene Everest Dağı'nda büyürk bir temizleme operasyonunun yapılacak olmasıydı. | TED | أسوأ شئ كان، أنهم قد قرروا هذه السنة إجراء تنظيف كبير على جبل آيفرست |
| Nur Dağı'nda Muhammed'in aldığı mesaj açıktı. | Open Subtitles | الرسالة التى استقبلها محمد على جبل النور كانت محددة |
| Binlerce yıl önce kutsal Shaolin Dağı'ndaki Budist keşişler vahşi hayvanların hareketlerini gözlemleyerek bunlardan vücuttaki enerji akışına ve vücudun güçlenmesine yardım edecek bir dizi egzersiz sistemi geliştirmişler. | Open Subtitles | قبل الاف سنوات الرهبان البوذيون على جبل شاولين المقدس في ملاحظاتهم مخلوقات برية |
| "Bu Akagi Dağı'ndaki son gecemiz... " | Open Subtitles | هذه ليلتنا الأخيرة على جبل أكاجي |
| Hiçliğin ortasındaki bir dağın tepesinde soğuktan donarak ayakta dikiliyorum! | Open Subtitles | لقد تجمدت من البرد و أنا واقفة على جبل في مكان ناءٍ! |
| 610 yılının gecesinde Muhammed'e Mekke'nin yakınlarındaki dağda Kur'an için ilk vahiy geldiğinde ne oldu? | TED | ما الذي حدث، هناك، في تلك الليلة من عام 610 حين تلقى محمد أول الوحي من القرآن على جبل خارج مكة؟ |
| Kutsal kitapta kıyametin Kudüs'teki Zeytin Dağında değil yeni bir Kudüs'te, yeni bir Zeytin Dağı'nda başlayacağını söyler. | Open Subtitles | النبوءة سوف تبدأ ليس على جبل الزيتون فى القدس لكن بدلاً من ذلك جبل جديد من الزيتون |
| Fuji Dağı'nda öğrendiğin bir başka sihir numarasıyla mı? | Open Subtitles | ببعض الخدع السحريه التي تعلمتيها على جبل فوجي؟ |
| Olimpos Dağı'nda hayat güzeldi. | Open Subtitles | على جبل أولمبك كانت هناك حياة لطيفة |
| Inostranka Dağı'nda bir meteoroloji tesisinin büyütülmesi için benim eyaletime ayrılmış 90 milyon dolarlık ödenek. - Tamam. | Open Subtitles | فيه اعتمادٌ بـ 90 مليون دولار لولايتي من أجل "توسيع محطّة أرصادٍ جوّيّة على جبل "إنوسترانكا |
| Sina Dağı'nda ortaya çıkan yasayı inkar ediyor musun? | Open Subtitles | هل تنكر للقانون كشف على جبل سيناء؟ |
| Bu sefer de Nepal Başbakanı kabinesini Everest Dağı'nda toplamıştı. | TED | في هذه المرة، قام رئيس وزراء (النيبال) بعقد اجتماع مجلس الوزراء على جبل إيفرست. |
| Leylekler, zamanın başlangıcından itibaren Leylek Dağı'ndaki yuvalarından bebek teslimatı yaptılar. | Open Subtitles | "منذ فجر التاريخ واللقالق تقوم بتوصيل الأطفال" "من معقلهم على جبل اللقالق" |
| - Toro Dağı'ndaki karı gördün mü? | Open Subtitles | -هل لاحظتي الثلج على جبل تورو؟ |
| Corcovado Dağı'ndaki İsa heykeline bakın. | Open Subtitles | انظروا ، إنه التمثال الضخم لـ(يسوع) على جبل (كوركفادو) |
| Oğlunun yeteri kadar acı çektiğine inanan tanrıların kralı Zeus, onu Olimpos Dağı'ndaki ölümsüzlere katılmaya davet eder ve sonunda ezeli düşmanı Hera'nın da öfkesi diner. | Open Subtitles | زيوس) ملك الآلهة) وجد أن ابنه عانى كفاية لقد دعاه لينضم للخالدين على جبل أوليمبوس (وعدوته (هيرا أخيراً ترأف لحاله |
| Dünyadaki son "herşeyi bilen" adam olmak istemiyorum, bir yerde dağın tepesinde, kendi kendine başkentleri ve "Simpsons" bölümlerinin isimlerini, ve ABBA şarkılarının sözlerini ezberlemek istemiyorum. | TED | لا أريد أن أكون أخر شخص ملم بكل شي عن الصغائر يجلس على جبل في مكان ما، يقرأ لنفسه عواصم الولايات وأسماء الحلقات "عائلة سمبسون" وكلمات أغاني أبا. |
| Arizona'da bir dağın tepesinde çalışırlarken... | Open Subtitles | "يعملان على جبل فى شمال "أريزونا |
| Senin gibi bir adamla bir dağda kalma ödülü. | Open Subtitles | أنا أركض على جبل مع حقيبة قذارة لعينة مثلك |
| Daha önce dağda, hiç böyle bir kurtarma operasyonu duymamıştım. | Open Subtitles | و لم أسمع عن أنقاذ على جبل بيد شخص واحد من قبل |